"Turan hayalimdir, etim, derimdir, Böyyük Asya nece olsa benimdir"
Güney Azerbaycan Türkü Muhammed Hüseyin Şehriyar'a ait bu dizeleri, geçtiğimiz hafta Azerbaycan seyahati dönüşü helikopter kazasına uğrayan, 2020 yılında başlayan II. Dağlık Karabağ Savaşı'nda Azerbaycan'a desteğini açıklayan Doğu Azerbaycan Temsilcisi ve Tebriz Cuma Namazı Hatibi Ayetullah Ali Haşim okumuştu. Azerbaycan ve İran arasındaki ilişkinin olumluya döndüğü anda bu 'kaza'nın manidar olduğu bu sözlerle bir kez daha tescillenmiş oldu. Çünkü helikopterdekilerden sadece Ayetullah Ali Haşim değildi bu düşüncelere sahip olan; İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de şu cümleleri sarf etmişti baraj açılışında: 'Bundan sonra Türk devletleri ile aramız daha iyi olacak." Bunu söyleyen İran Cumhurbaşkanı'ndan bir gün sonra İran Cumhurbaşkanlığı resmi sitesinden yapılan teşekkür paylaşımında Türk bayrağına yer verilmeyen İran'a savrulma çok da tesadüf değil sanki.
Çok değil daha birkaç gün öncesinde 14 Mayıs'ta Türkiye ve Azerbaycan İran'ın da dahil olduğu 2 milyar metreküp ilave gaz akışı sağlanması hususunda bir anlaşma yapmıştı. Denklem açıktı; Orta Asya'dan Avrupa'ya uzanan bölgedeki ülkelerin adım adım 'bütünleşme'ye gitmesi belli çevrelerce o kadar da hoş karşılanmıyordu. Ne demiştik, Rusya da İran limanları üzerinden NATO kontrolündeki Avrupa su yollarını 'by-pass' ederek yılda 30 milyon ton kargo ihraç etmeyi planladığını ilan etmişti; yani 'dengeler' değişiyordu ve bu, statükonun devamını isteyen dahili ve harici mihraklarca pek de istenmiyor olmalı ki son zamanlarsa birbiri ardı sıra 'suikast', 'helikopter kazası' haberlerinde bir enflasyon yaşanıyor. Buna son ilave de yakın dönemde Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde 'dengeleri değiştirici' açıklamalarıyla gündeme gelen Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ekleniyordu.
Gürcistan sınırındaki Tashir şehrine giderken aynı bir hafta önce İran Cumhurbaşkanı ve beraberindekilerle ilgili haberde duyduğumuz o ifadeye konu oluyordu; 'helikopteri kötü hava koşulları nedeniyle acil inişe zorlandı.' Rusya ise oyuna Ermenistan Büyükelçisi Sergey Kopyrkin'i Moskova'ya geri çağırarak dahil oluyordu. Anlaşılan o ki, bu 'yeni denge'ye konu olan ülkelerdeki 'statüko' taraftarları ile 'değişim' isteyenlerin kavgasını izlemeye devam edeceğiz gibi görünüyor. Çünkü aynı günlerde 'dengeleri değiştirici' bir diğer hamle olan Azerbaycan'ın girişimiyle Kazakistan'da "Made in Turan" markası dünyaya duyuruluyordu.