Teşekkürler Fenerbahçe.
Teşekkürler Aykut Kocaman.
Fenerbahçe’mizi yarı finalde gördük, üstelik ilk kez.
Finali de çok ama çok küçük bir farkla kaçırdık.
Sneijder’in Real Madrid maçında kaçırdığı golün simetriğini, bu kez sağ kanattan biz kaçırdık; bu top kaleye gitse idi, şimdi muhtemelen Amsterdam biletinin peşinde idik.
Bu süreçte ter döken herkese çok teşekkür ediyorum.
Maç sonrası Aykut Kocaman’ı izledim; Kocaman maçın kırılma anının yediğimiz ikinci gol olduğunu söyledi.
Futbolden Aykut Kocaman kadar anlamam söz konusu bile olamaz ama bendeniz aynı fikirde değilim.
Maçın kırılma anı, bendenize göre, Lig’in devre arasında yapılan transferler olmuştur.
Ezeli ve başarılı rakibimiz Galatasaray Sneijder ve Drogba’yı transfer ederken biz Webo ile yetindik.
Galatasaray iki dünya yıldızını alırken, biz İBB’den Webo’yu aldık ve kanımca Benfica maçının kırılma anı da bu oldu.
Şimdi de Kasımpaşa’dan Uche’yi alma gibi BÜYÜK, Aziz Yıldırım’a yakışacak bir projemiz var.
Futbolün küresel bir piyasası var; Webo, Uche gibi futbolcular bir takımı Avrupa kupasına taşıyacak futbolcular olsa idi muhtemelen zaten futbol piyasası bu adamları İBB’ye, Kasımpaşa’ya bırakmaz idi.
Bu yıldızlar madem çok önemli idiler, Fenerbahçe’yi Avrupa kupalarına taşıma ihtimalleri var idi, bu futbolculara neden onlar İBB’ye, Kasımpaşa’ya gitmeden çengel atmadık?
Benfica maçının ve sayısı çok yüksek başka maçların kırılma anları aslında hep ufuk çizgimizin yetersizliğidir.
Fenerbahçeli çocuklar ve Aykut takımı yarı finale bu ufuk çizgisinin fakirliğine rağmen taşıdılar ama deniz Lizbon’da bitti.
Kendilerini bir kez daha kutluyorum.
Fenerbahçe’nin kurumsal kimliği var, muhteşem bir seyircisi var, tarihi var, tesisleri var, çok özverili futbolcuları, bence çok iyi de bir hocası var, Avrupa çapında bir takım olmak için herşeyi var.
Tek eksiği yönetici kliğinin ufku.
Onlar Drogba ve Sneijder’e giderken, biz Webo’ya gittik.
Onlar şampiyon oldular, biz yedi puan geride kaldık.
Onlar Real Madrid’e elendiler, üstelik rövanş maçında üç gol atarak, biz Benfica’ya.