Geçen hafta Beşiktaş karşısında ağır bir yenilgi alan Galatasaray dün Akhisar önünde ilk yarı resmen travma yaşadı. Maicon’un kendi kalesine attığı gol, Mariano’nun sakatlanması ve kaleci Muslera’nın rakibe hediye ettiği gol şok etkisi yarattı.
Özellikle Uruguaylı kalecinin kendi görev alanını terk etmesi ve Olcan’nın 30 metreden skoru 2-0 yapması Cimbom adına büyük bir başarısızlıktı. Galatasaray’ın ikinci yarıya başlarken elle tutulur tek bir avantajı vardı, rakibin 10 kişi kalmasıydı. Tudor ilk defa doğru bir hamle yaptı ve Rodrigues’i kanatları güçlendirmek için oyuna aldı. 2-0’dan sonra Galatasaray’ın yapacağı tek bir şey vardı, 50’ye kadar en azından bir gol bulması lazımdı. Sahneye önce Fernando çıktı ardından da Gomis. İki dakikada gelen iki gol Aslan’ı uyandırdı. Tam Galatasaray adına işler yoluna giriyor derken Gomis’in kırmızı kart görmesi tüm hesapları altüst etti. Tudor mecburen Eren’i oyuna aldı. Maç o kadar aksiyon doluydu ki Akhisar defansının topu auta çıktı diye bırakması ve Denayer’in ortasında Belhanda’nın ağları havalandırması istifa sesleri arasında Cim- Bom’un yüzünü güldürdü. Maçı Tudor mu kazandı, futbolcular mı derseniz bana göre taraftar baskısı kazandı. Aslan’da ayakta kalan futbolcular kim derseniz Ndiaye ve Feghouli’ydi. Zaten Feghouli dördüncü golü atarak galibiyeti perçinleyen isim oldu.
Dün gece görüldü ki Galatasaray taraftarı ile Tudor arasında ipler tamamen kopmuş. 2-0 iken Terim tezahüratlarının yükselmesi gecenin en önemli anlarından biriydi. Galatasaray yönetimi acilen buna bir çare bulmalı. Her maç yaşanan ‘Tudor kalıyor mu, gidiyor mu?’ tartışmalarına son vermek istiyorlarsa Başkan Özbek “Hocamız yense de yenilse de sezon sonuna kadar takımın başında kalmalı” açıklaması yapmalı. Yoksa Terim baskısına Tudor dayanamaz.