Lübnan

Doğunun Paris'i Beyrut yaklaşık 4 yıl önceki limandaki o büyün patlama görüntüleriyle hafızlara kazınmıştı. Bugün yüne manşetlerde: İsrail ha vurdu ha vuracak. Ülkeler birbiri peşi sora vatandaşlarına Lübnan'a gitmeyin uyarıları yayınlıyor. Herkesin gözü ekranda düşecek bir altyazıya bakıyor: İsrail Lübnan'a saldırdı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Amerika Birleşik Devletleri'nde çok eleştirilen Amerikan Kongresi konuşmasından sonra ikili temasları sürerken düşen bir haber ile görüşmelerini yarıda kesip apar topar İsrail'e döndüğü haberinden bu yana herkesin akşında aynı soru: İsrail ne zaman saldıracak?

Üzerinde şaibenin bulunduğu ve Netanyahu'nun ABD seyahatini yarıda kesmesinin müsebbibi olarak gösterilen 'Hizbullah'ın Golan Tepeleri'ndeki Dürzilere saldırısı' gerekçe gösterilerek tam teyakkuza geçen İsrail'in Netanyahu başbakanlığındaki hükümetin güvenlik kabinesi acil koduyla 'Lübnan'a verilecek yanıtın belirlenmesi' amacıyla yapıldığı söylenen toplantı kareleri basına verilirken geldi İsveç, Norveç, Fransa, ABD, Kanada, Belçika gibi ülkelerin yanında Suudi Arabistan'ın da vatandaşlarına 'Lübnan'dan çıkın' ve 'Lübnan'a seyahat etmeyin' mesajlarıyla Beyrut Refik Hariri Uluslararası Havalimanı'na Pazar gece uçuşlarının iptali nedeniyle yaşanan kaos haberleri ve İsrail'in insansız hava araçlarının alçak irtifa uçuşları.

Sosyal medyanın artık bir tür çatışma süreçlerini takipte ipuçlarını barındırmasıyla çatışmalar da bir anlamda 'sanallaştı. Hemen hemen her şeyin 'online' olarak takip edilebildiği günümüzde bunun 'çatışma' alanına ekti etmemesi pek mümkün değildi tabii. Öyle ki 'Perşembenin gelişi Çarşambadan belli' sözüne nazire edercesine dün akşam ABD askeri keşif uçaklarının internet üzerinden sosyal medya uygulamaları ile takibinden Lübnan kıyısı yakınlarında ikinci kez yoğun faaliyetlerde bulunduğu haberleri zaten ön sinyal alınmıştı.

Bugün de sınıra askeri tankların ilerleyiş görüntüleri düştükten sonra İsrail'in Lübnan'ı vurma haberleriyle eş zamanlı ilginç bir haber düşüyor ajanslara: "Lübnan Dışişleri Bakanı: İsrail saldırıları durdurursa, Hizbullah Litani Nehri'nin ötesine çekilmeye hazır"

Halbuki bir gün önce 'Hizbullah'tan gözdağı' manşetli şu satırlar dolaşıyordu sosyal medyada: "Geniş çaplı bir savaşın patlak vermesine yol açsa bile herhangi bir İsrail askeri operasyonuna güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz."

Bütün bu 'karşılıklı provakatif' açıklamaların kafa karışıklığı yarattığı bir tür 'müzakere' ortamında aşikar olan tek bir gerçek var o da bu yaşanan sürecin birilerinin ekmeğine yağ sürdüğü, faturanınsa masumlara çıkması.