Arap baharını batılı güçlerin kışa çevirdiği ülkelerden biri bildiğiniz gibi Libya’dır. Petrol zengini bu ülkeye müdahale eden batılı güçler geride bıraktıkları kaosu keyifle seyrediyor olmalılar.
Çünkü Libya parçalanmış ve problemler yumağı haline gelmiş durumda maalesef.
Öyle ki bizim büyükelçiliğimiz bile kapalı. THY uçuş yapamıyor!
***
Genel manzara ikisi Trablus’ta biri Tobruk’ta üç hükümeti bulunan bir ülke haline geldi Libya.
BM’nin meşru kabul ettiği Trablus’taki Milli Uyum Hükümeti’nin adı var yetkisi ve etkisi yok denecek kadar zayıf. Öyle ki eski başbakanlardan Halife el-Ğuveyl bu hükümetin etkisizliğini bahane ederek parlamentoyu basıp Milli Kurtuluş Hükümeti adı altında üçüncü bir hükümet kurmuş durumda.
Ayrıca Trablus’ta otorite enflasyonu var. Her silahlı grup kendi bağımsızlığını ilan etmiş kendi bölgesinde söz sahibi.
Trablus canibinde can güvenliği kalmamış. Pahalılık almış başını yürümüş. Her gün sekiz saat elektrik kesiliyor. Halk hayatından bıkmış vaziyette.
***
Ülkenin doğusunda ise Tobruk hükümeti var. Ülkenin bu kesiminde eski general Halife Hafter hakim.
Halife Hafter Libya-Çad savaşında Fransa’ya esir düşmüş, sonra ABD’ye geçmiş orada uzun yıllar yaşamış, ABD vatandaşı olmuş ve ABD’ye çalışan bir general!
Hafter darbeci Sisi’nin de adamı. Sisi bu adama her türlü desteği veriyor.
Halife Hafter asker olmanın verdiği tecrübe ve arkasındaki Mısır ABD desteğiyle kendi bölgesinde ordusunu ve polis teşkilatını kurmuş, güvenliği sağlamış.
***
İlginçtir, ABD diplomatik olarak zahirde Trablus’u, askeri alanda ise fiilen Tobruk’u destekliyor! Bir diğer ilginç nokta ise din istismarcısı D..Ş terör örgütü Libya’da mağlup ola ola Sirte’deki 3. Bölge’ye sıkışmış ve kuşatma altına alınmış. Daha ilginci ise yok edilmek üzereyken D..Ş’in imhasını Fransa’nın engellemiş olmasıdır. Hatta bir denizaltı göndererek D..Ş içindeki bazı unsurları kurtarmış olmasıdır.
***
Türkiye-Libya ilişkileri ise çok renkli.
Türkiye’nin Libya büyükelçisi Trablus’ta değil Tunus’da!
Mısrata’da bir konsolosluğumuz var. O da orada mahsur. Siyasi gücü yok. Sadece vize işlemleriyle meşgul. Vize de aslanın ağzında!
Mısrata Trablus’a 220 km. Yol güvenliği yok. Vize almak ancak bir buçuk iki ayda mümkün. Ya da Türkiye vizesi için 800 km uzaklıkta ki Tunus’a gidecek. Doğudakiler Mısrata’ya gelemiyor bile.
Hülasa Türkiye vizesi Libyalılar için Şengen’den daha zor hale gelmiş. Bu da ilişkileri olumsuz etkiliyor!
***
Öte yandan Türkler Trablus’a giderse vize istenmiyor ama Bingazi’ye gitmek isterse vize alması gerekiyor! Ankara’da ki Libya büyükelçisi Trablus Hükümeti’ne bağlı.
İstanbul’daki Libya konsolosu ise Tobruk Hükümeti’ne bağlı.
Türkiye devrimcilerden yana tavır koyup ABD vatandaşı ve Sisi beslemesi Halife Hafter’e mesafeli durmasına rağmen konsolosunu kabul ederek esnek bir tavır sergiliyor.
***
Gelişmeler öyle gösteriyor ki Mısır, BAE, ABD ve Fransa destekli Halife Hafter’in hakim olduğu Tobruk hükümetinin geleceği, Trablus hükümetinin geleceğinden daha parlak ve güvenliğe hasret kalmış Libya halkına daha fazla ümit verici.
Türkiye, Tobruk hükümetinin konsolosunu kabul ederek gösterdiği esneklikten faydalanıp üç hükümetin yakınlaşmasına katkıda bulunabilir mi diye düşünüyorum.
Zaten Trablus’ta ikinci hükümeti ilan eden Halife Ğuveyl, Tobruk hükümetiyle dayanışma içinde!
Hâsıl-ı kelam Türkiye, Suriye ve Irak ile meşgul olurken, Libya halkını adı Halife kendisi ABD maşası generale (mareşal ünvanı da aldı!) kaptırmamalıdır!