Hamdolsun ki uzun zamandır mücadele ettiğimiz LGBT dayatmalarına karşı milletin güçlü bir ses olarak haykırdığını gördük, yaşadık. Bizzat içinde bulundum.
Saraçhane Meydanı'nda geçtiğimiz pazar günü halkın yoğun katılımıyla (Emniyetin verdiği rakam otuz bin kişi) yapılan gösteri ve yürüyüş, LGBT dayatmasına destek veren lobilere ve derneklerine karşı şu ana kadar duyulan en organize ve güçlü sesti.
Eksiklerine rağmen bir başlangıç olması adına oldukça umut vericiydi.
Başlangıç diyorum çünkü bu tepki ve demokratik eylem burada bitmemeli. Eğer bu tek atımlık bir kurşun olacaksa şunu çok iyi bilmeliyiz ki hiçbir işe yaramayacaktır.
Karşımızda insanlığa düşman bir güruh var ve bu düşman, çeşitli amaçlarla kullanılmak üzere bazı devletlerin, organizasyonların ve sivil toplum kuruluşlarının desteğini alarak her geçen gün gücüne güç katmaya çalışıyor.
Bu yürüyüşle birlikte, içine düşürüldüğümüz karanlığın idrakine varmaya başladığımızı ve yuvalarımıza da yavrularımıza da kol kanat gereceğimizi ve yavrularımız için güçlü bir kararlılıkla mücadele edeceğimizi göstermeye çalıştık.
Peş peşe ve sürekli olacak şekilde karşı duruşumuzu ve kararlılığımızı göstermeye devam etmezsek Saraçhane Meydanı onlar için sadece bir sinek vızıltısı hükmünde kalır. Bunun ve böyle eylemlerin, LGBT dayatmalarının sonunu getirebilmesi için bunların sürekli olması elzemdir.
Ringde mücadele eden bir boksörü tek yumruk yere sermez ama peş peşe gelecek yumruklar skoru belirler. Evet, ilk yumruk atıldı ama bu rakibi yere düşürmeye ve nakavt etmeye yetmez. Saraçhane Meydanı bir başlangıç olmalı ve başta büyükşehirler olmak üzere ülkemizin her ilinde düzenli olarak mücadele devam etmelidir.
Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Gaziantep bu gösterilerin devamını getirmek zorunda. Bu şehirlerde yaşayan ve aile ve topluma karşı hassas olan kardeşlerimizden ve sivil toplum kuruluşlarından ricamız kendi şehirlerinde de bu tarz organizasyonları düzenlemeleri ve LGBT dayatmalarına karşı mücadeleye devam etmeleridir.
Saraçhane Meydanı mükemmel miydi? Kusursuz muydu?
Buna maalesef gönül rahatlığı içinde "Evet" diyemiyorum.
Gözlerimiz bazı simaları aradı ancak göremedi. Sanat camiasından, kültür dünyasından bu meydanda olmasını istediğimiz pek çok kişiyi görmedik.
Sosyal medyada her fırsatta olur olmaz hamasi meselelerle milyonlarca insana hitap eden bazı yüzleri de göremedik.
Kürsülerden halka nasihat eden, yeri geldiğinde sesini yükselten hocalarımızı da meydanda görmedik.
Cemaat liderleri, kanaat önderleri, halkın itibar ettiği bazı simalar da yoktu meydanda maalesef.
Ama halk vardı.
Aileler vardı.
En önemlisi de anneler vardı.
Anneler, LGBT ile mücadelede en önemli unsur. Onların şefkat ve sevgisi, sevgisizlik denizinde boğulmuş ve yanlış tercihler yapmak zorunda kalmış gençleri daldıkları karanlıklardan çekip çıkaracak en önemli etken.
Yaşadığımız son dönemlerde insanlık kapkara bir cehalete gark olmuş durumda.
Toplumun kozası ailedir. Ailesiz var olabilmiş bir kâmil insan örneği yoktur.
Bu tarz eyleme ne gerek vardı diyecek kadar şuursuz çıkışları da gördük. Şer odaklarını küçümseyip; "sayıları ne kadar ki, etkileşim güçleri sadece dijitalden öte gidemeyen bir topluluğu bu kadar ciddiye alarak, kendilerini nimetten saymalarına neden zemin oluşturuyorsunuz!" diyeni de gördük.
Günümüzdeki zifiri karanlık bizi can evimizden, kozamızdan, yuvalarımızdan vurmaktadır. Aldatıcı ve ayartıcı uygulamalarla yuvalarımızı dağıtmaktadırlar. Yuvası dağıtılan yavrularımız, korunaksız bir çaresizlikle bu şer odaklarının yok edici ellerine düşmektedirler.
Yuvalarımızın mihmandarı mübarek annelerimiz, çocuklarımıza göz koyanların gözlerini oyma kararlılığıyla harekete geçmeli, gafil olmamalı, ayartmalara kapılmamalı.
Bu şer odakları, ne yaparlarsa yapsınlar, insanımızın iman dolu sinesindeki cevherin harlanmış olduğunu görerek hüsrana uğrayacaklardır.
Daha önce "Gökkuşağı Anneleri"nin meydanlara inmesi teklifinde bulunmuştum. İnşallah annelerimiz bu konuda gerekli adımları atacaklardır.
Bu mücadelenin ikincisi hızlıca organize edilerek Taksim Meydanı'nda yapılmalı.
Ve oradaki katılım daha güçlü, daha etkili ve daha fazla olmalı.
Taksim Meydanı'nda yapılacak gösteri diğer şehirlerde yapılacak gösterilere de cesaret verecektir.
Saraçhane, tek atımlık bir kurşun sayılmamalı!
Taksim gösterisi düşmanı can evinden vuracak ve diğer şehirlerde yapılacak gösterilerle LGBT lobilerinin defterleri dürülecektir inşallah!
Aziz milletimiz! İçine düşürüldüğümüz derin karanlığı, çocuklarımıza, yuvalarımıza, medeniyetimize güçlü bir şekilde sahip çıkarak dağıtmalıyız.