Kuyruk köpeği sallıyor... Hem de fena sallıyor... Bütün dünya ve Türkiye birbirinden uyduruk “haber”ler ve “film”ler yüzünden ayakta! Bilgi toplumu olalım derken dezenformasyon yığını haline geldik sonunda. İslam’a hakaret eden filmin düpedüz bir kışkırtma aracı, bir komplo olduğu gün gibi aşikar ama kitleler ayakta! Suriye’den yayılan katliam görüntülerinde kimin kime saldırdığı anlaşılmaz halde. Gün geçmiyor ki biri teröristlere hedef gösterilmesin, biri itibarsızlaştırılmaya çalışılmasın iftiralarla, birinin mahremine girilmesin...
Zaten herkes içindeki şiddeti dışarıya vurmak için fırsat kollar halde, herkesin gözü dönmüş hiddetten, uydur uydur yaz, gizli gizli fotoğraf çek, ilkel videolar kurgulayıp yayınla... Hiç çekinmeden insanların hayatlarına mal olacak yalanlarla ortalığı birbirine kat. Bunları yapmak o kadar kolay ki artık!
Dünya televizyonları insaniyet namına bir işbirliği yapsın ve hepsi birden bir gün boyunca Barry Levinson’ın “Wag the Dog / Başkan’ın Adamları” (1997) adlı filmini sabahtan akşama arka arkaya yayınlasın! ABD’deki başkanlık seçimlerindeki rekabet ortamının vardığı absürd boyutları ve hayal fabrikası Hollywood’un insanlara hiç olmamış bir savaşı bile olmuş gibi yutturabileceğini gösteren muhteşem bir hicivdir bu film.
***
İzlememiş ya da izlemiş de unutmuş olanlara anımsatayım: Bu filmin orijinal adı “Köpeği Salla” anlamına gelir. Bir atasözünden alıntılanmıştır: “Neden köpek kuyruğunu sallar? Çünkü kuyruk köpeği sallayamaz”. Köpek akıllıdır, kuyruk ise sadece bir organdır. “Kuyruk köpeği sallarsa” işler fena halde ters gidiyor, olmaması gereken bir durum yaşanıyor, demektir.
Filmde, seçimlere sayılı günler kala ABD Başkanı seks skandalına karışır ve yeniden seçilme şansını kaybeder. Ancak danışmanları bir prodüktörün yardımıyla Arnavutluk’ta bir savaş çıkmış da ABD kurtarıcı olmuş gibi gösterdikleri bir savaşla Başkanı kahramanlaştırma planı yapar. Stüdyo kayıtlarıyla bir savaş sahnesi uydurur, onu kitle iletişim araçlarında süsleyecek hiçbir ayrıntıyı da ihmal etmezler.
Medyada ya da sosyal medyada her gördükleri imgeye, her okudukları yazıya kayıtsız şartsız inanan, onları hiç sorgulamayan, doğruluğunu araştırmayan, hemen tepki gösteren insanların mutlaka “Başkan’ın Adamları”nı izlemesi gerekir. Köpek mi kuyruğu sallıyor, yoksa kuyruk mu köpeği diye bir kuşku duysunlar...
Barry Levinson bu filmi son derece serbest biçimde Larry Beinhart’ın romanından uyarlamıştı ve Bush dönemine uygun bir atmosfere büründürmüştü. Keşke bir devam filmi çekse de 1997’den bugüne dek geçen 15 yıllık süreç içinde kaydedilen teknolojik gelişmelerin ardından o sinsi kuyrukların en akıllı köpekleri bile sallamasının ne kadar kolaylaştığını da vurgulasa!
Bugün 12 - 13 yaşında çocuklar bile şu uyduruk kaydırık “Muslims” misali “filmler” çekebilir. Bilgisayar ortamında her tür fotoğraf her tür yazıyla montajlanabilir, fotoshop sayesinde her tür oynama yapılabilir imgeler üzerinde. Eli kalem tutan herkes hikayeler uydurabilir, yaşanmış bir olayı bire bin katarak hayal ürünü ayrıntılarla süsleyebilir. Ama doğruyla yanlışı birbirinden ayırt edecek olgunluğa ermiş insan her okuduğuna, her gördüğüne, her izlediğine inanamaz! Bir durur düşünür. Düşünmeden tweet atacağına muhakeme eder durumu!
Örneğin bu yazıda yazdığım film çekildi mi gerçekten? Barry Levinson diye bir yönetmen, Larry Beinhart diye bir yazar var mı? Güvenilir birkaç kaynaktan bu bilgileri araştırır! Paranoyak olmayalım ama biraz septik olmakta yarar var!
Kuyruklu yalanlar bizi fırdöndü gibi çeviriyor. Sersemlemiş haldeyken birbirimize düşmemiz, düşman olmamız, saldırmamız, savaş açmamız çok kolay.