KUVEYT
Türkiye’den cumhurbaşkanı düzeyinde bir ziyaret Kuveyt için büyük olay; ülkede çıkan Arapça ve İngilizce gazeteler daha ilk günden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ziyaretine geniş yer ayırdılar. Kuveyt Emiri Şeyh el-Sabah, Cumhurbaşkanı Gül ile heyet üyelerini en değer verdikleri konuklara ayrılan ‘Bayan Sarayı’nda ağırladı.
Program, ülkenin zaman içerisinde kaydettiği gelişmeleri anlamaya ve Türkiye’ye verilen değeri göstermeye yarayan çeşitli temas ve etkinliklerle yüklü...
Bizim ise aklımız, yerel seçim sonrası ihtilâflarla boğuşan ve dört ay sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi spekülasyonlarına sahne olan kendi ülkemizde...
Ziyaretin ilk akşamı, Bayan Sarayı’ndaki geniş salonda, Cumhurbaşkanı Gül’le biraraya geldiğimizde de, sohbet konusu, doğal olarak, Türkiye gündemiydi.
Manşete ‘’Artık bu konuyu konuşabiliriz’’ cümlesini çekebiliriz. Daha önce ısrarlı sorulara cumhurbaşkanlığı seçimine hayli vakit olduğu, önce yerel seçimlerin atlatılması gerektiği yollu cevaplar veren Cumhurbaşkanı Gül, bu defa konuşma zamanı geldiğini kendisi söyledi.
Anlaşılan, seçim sonrası ilk buluşmada gündeme gelmemiş bu konu, ama Cumhurbaşkanı Gül ile Ak Parti lideri Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yapacağı ilk görüşmede gündeme gelmesine şaşırmamalı...
Zaten şunun şurasında dört ay gibi fazla uzak olmayan bir süre kaldı cumhurbaşkanlığı seçimine...
Cumhurbaşkanı Gül, bir dönem daha Çankaya’da kalma veya başbakanlık görevini üstlenme konularında kendisini bağlayıcı bir görüş açıklamış değil; ne çok arzulu göründü, ne de üzerine düşebilecek görevden kaçacağı görüntüsü verdi. Herhalde konunun artık her düzeyde ele alınmasından da rahatsızlık duymayacak...
Ancak rahatsızlık duyacağını hissettirdiği bir konu var: Seçim öncesinde yaşanmış yüksek gerilimin devam etmesi... Birbirine yakın oylara her seçim sonrasında yapılması âdet itirazların genişletilerek Türkiye’nin sürekli övündüğü sandık güvencesine gölge düşürecek bir yöne çekilmesinden duyduğu endişeyi sezdirdi.
Bir şeyi daha: Kampanyalara egemen olan gerginliğin, seçim sonrasında, lüzumsuz bir çatışmayı başlatması... Suç işlemiş olanlarla günahsızlar ayrımına gidilmeksizin topluma büyük tedirginlikler yaşatılması... Cumhurbaşkanı, Türkiye’de varolan sorunların olağanüstü tedbirler yerine, hukuk devleti ilkeleriyle çözülmesinden yana olduğunu bir kez daha tekrarladı.
Twitter ve YouTube yasaklarını benimsemediğini, o mecraları kullanarak ve söylemleriyle daha önceden belli etmişti Cumhurbaşkanı Gül, bu defa daha açık konuştu; hem yasakların artık sona erdirilmesi gerektiğini söyledi, hem de yol gösterdi.
Uygunsuz, rahatsızlık verici veya suç teşkil eden muhtevaların sitelerden kaldırılması için doğrudan temasın sonuç vereceğine inanıyor; yasaklar uygulanırken kendisi adına firmalarla görüşülerek olumlu sonuçlar alınabilmiş...
Kuveyt gibi Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyareti vesilesiyle 500 milyon dolarlık bir yatırım fonunu derhal uygulamaya koyarak Türkiye’ye verdiği önemi gösteren bir ülkeye gelmişken, konuşup görüştüğümüz konuların fazla iç açıcı olmaması bir garabet elbette. Daha önceki gelişlerde, Cumhurbaşkanı ve Başbakan düzeyindeki konuklar, ‘neler yapılsa iyi olur’ başlığı altına girecek konuşmalar yaparlardı buralarda; şimdiyse Türkiye’de yaşananlara mazeret üretmek zorunda kalıyorlar...
Bu da geçecektir.