Yakın zamanda taşınmadan dolayı kitaplarımı gözden geçirmem gerekti. Elden çıkarılması gereken kitaplar ve kütüphanede tutulacak kitaplar ayrımını otomatik yaparken bir an durdum ve yaptığım ayrım üzerine bilinçli düşünmeye çalıştım. Kitabı elden çıkarılacak veya kütüphanede tutulacak tarafa atarken hangi kriterler kullandığıma baktım.
Edebiyat kitapları
Edebiyat kitaplarını kütüphanede kalacaklar tarafına koyduğumu fark ettim. Edebiyat kitapları zamana en dayanıklı kitaplar. Şiir, öykü, roman kitapları her zaman dönülüp tekrar tekrar okunabilecek kitaplar. Muhtemelen siyasal veya sosyal analizler gibi geçerliliğini test edebilecek araçlara sahip olmadığımız için daha kalıcılar. Aynı zamanda düşünceden daha fazla duyguları harekete geçirdikleri için tatları da var. O tat tekrar tekrar içilen içecekler gibi edebiyat eserlerine tekrar bakma hali oluşturuyor. Muhtemelen tüm bu sebepleler sezgisel bir şekilde edebiyat kitaplarını kütüphanede tutulacak tarafa attım.
Zamana dayanıklı düşünürler
Sezgisel olarak alanının uzmanı olmadığını düşündüğüm kitapları elden çıkarılacaklar tarafına atarken Sezai Karakoç ve Cemil Meriç gibi kişilerin kitaplarını kütüphanede kalacaklar tarafına koydum. Aslında her alanda sözü olabilecek büyük entelektüellere pek inanmıyorum. Günümüz dünyasında hiçbir insan tekinin çoklu alanda derinlikli ve özel okumaya değer şeyler yazabileceği kanaatinde değilim. Yine de ortalamanın üzerinde sentez yapabilen ve büyük resimleri daha iyi çizebilen kişiler var. Muhtemelen bu sentez yapabilme becerileri yüzünden bu özel isimlerin kitapları kütüphanede kalacaklar tarafına attım.
Uzmanların kitapları
Kütüphane tarafında kalan kitapların büyük kısmı belirli bir alanda akademik olarak derinlemesine çalışmış kişilerin kitapları oldu. Doktora tezlerinde çalışılmış ve kitaba dönüştürülmüş her kitabı tuttum. Hele 20 sene belirli bir alanda çalışıp sonra onu sosyal bir dille yazan kişilerin kitaplarını kesinlikle kütüphanede kalacaklar tarafına koyduğumu fark ettim.
Textbooklar
Ben galiba textbook düşkünüyüm. Bir alanın tüm bilgisini ve kişilerini dengeli bir şekilde gözden geçiren ve genellikle üniversitelerde okutulan kitapları seviyorum. Her zaman bir alanı öğrenmek istiyorsam, eğer o alanın bir textbooku varsa, her zaman onu okumakla başlarım. Eğer çok eski bir versiyon değilse, kitap düzenleme sürecinde bütün textbookları kütüphanede kalacaklar tarafında bıraktım.
Elden çıkarılacak kitaplar
Elden çıkarılacak tarafa attığım kitaplara da yeniden baktım. Eğer bir kişi çok sayıda farklı alanda kitap yazmışsa ve bu kişiyi sentezci / büyük resim çizebilecek düzeyde algılamıyorsam, o kitapları elden çıkarılacaklar tarafına attım. Bir kişi kitap yazdığı meseleye yakından şahit değilse, araştırmasını yapmamışsa, deneyimlediği bir yaşantıyı anlatmıyorsa, sırf başka metinler okuyarak bir kitap yazıyorsa okunmaya veya kütüphanede tutulmaya gerek olmayan kitaplar tarafına konulması gerektiği kanaatindeyim. Üzerine iyi çalışılmamış, iyi yapılandırılmamış, meselesi ve odağı net olmayan kitapları da elden çıkarılacaklar tarafına attığımı fark ettim. Galiba deneme türü kitaplardan hoşlanmayan bir tarzım var. Ayrıca birçok kitap gerçekten de zamana dayanıklı değilmiş. Öğrenciliğimde okuduğum ama şimdi elime aldığımda okunacak bir taraf bulamadığım kitaplar varmış.