Medyadaki ilk sallantıyı geçen yıl Latife Tekin’le birlikte katıldığı ‘Memleketin Hali’ programında Tekin’e yaşattığı şok sayesinde yapmıştı.
Gerçi o akşam programda deyim yerindeyse medya, sanalıyla ve gerçeğiyle adeta ‘sallanmanın’ da ötesinde ‘yıkılmıştı’.
Latife Tekin neye uğradığını şaşırmıştı.
Bir yanında Halil Ergün, Başbakan’ı sevdiğini ve geçen seçimde de oyunu AK Parti’ye verdiğini söylüyordu...
Diğer yanında ise Kutluğ Ataman Türkiye’de ciddi anlamda politika yapan partinin AK Parti olduğunu...
Birisi yıllarca sol görüşlü olarak bilinen oyuncu diğeri dünyanın en ünlü galerilerinde eserleri sergilenen, dünyanın en iyileri arasında yer alan bir isim!
Türkiye’nin sanat elçisi!
Sen gel...
Dünyanın en prestijli çağdaş sanat ödüllerinden Carnegie sahip ol...
Abraj Capital Sanat Ödülü’nü kazan...
ArtAsiaPacific dergisinin yayımlandığı Almanac tarafından Asyalı en önemli 5 sanatçıdan biri seçil...
Sonra git, göbeğini kaşıyan adamların oy verdiği partinin ‘Türkiye’de ciddi politika yapan tek parti’ olduğunu söyle!
Latife Tekin reaksiyon göstermesinde kim göstersin?
Doğrusunu söylemek gerekirse ben kendisinden daha zekice bir tepki beklerken o çok ucuz ve hiç de zekice olmayan ‘Sizler yandaş olmuşsunuz, işleriniz açılır artık’ sözler sarf etmişti.
***
Velhasıl kelam dün Kutluğ Ataman Gülcan Tezcan’a verdiği röportajla sosyal medyayı ikinci kez salladı anlayacağınız.
Ne sanatçı müsveddeliği kaldı ne AKP yandaşlığı ne de hainliği...
Öyle ya sanatçı dediğin:
AK Partiye muhalif olacak, hiçbir kutsala, dini değerlere saygısı olmayacak bilakis kutsal değerlerle dalgasını geçecek, demokrasinin gerekirse darbeyle geldiğine de inanacak, illa ki CHP’li olacak, mutlaka üzerinde iktidar baskısını hissedecek baskının var olduğuna inanacak, bu iktidar döneminde sanatçı yetişmiyor diyecek!
Sanatçının çağdaşı Erdoğan’ı sevmez, illa ki Erdoğanfobik olacak!
Ezcümle Gezi’ci olacak ‘Gezi’nin darbeci ‘ruhu’nu taşıyacak içinde.
Referandumda ‘evet’ oyu vereceğini açıklayan Sezen Aksu’yu ‘meğer onun adı Sazanmış biz bilemedik’ diyenler dün de Kutluğ Ataman’a ‘meğerse sanatçı müsveddesiymiş. AKP gittiğinde durumu ne olacak’ dediler diyebildiler.
Sebep?
Özetle diyor ki Kutluğ Ataman:
- Gezi eylemlerini Pazar (2 Haziran) gününe kadar destekledim. Barışçı ve demokratik protestonun paralelinde bugün artık daha da net görebildiğimiz kirli senaryoların tezgahlandığı hususunda şüphelerim oluştu ki devam eden süreçte haklı olduğumu gördüm.
- Benim için Taksim meydanına ulusalcı, terör destekçisi grupların çıkması sonucu olay zaten bitmişti. Diyorlar ki ‘kendimizi ayrıştırıyoruz’ nasıl ayrıştırıyorsun işte oradasın.
- Bugüne kadar CHP ve Beyaz Türklerin gençlerin zihninde ‘Nazi Erdoğan’ imajı yaratmaya çalıştılar.
- Başbakanla görüşmeye gittik derdimizi anlattık Başbakan’a ‘Topçu kışlası olmasın, olacaksa referandumla olsun’ dedik. Bizleri dinledi. Sonuç ortada. Eleştirenlere sormak lazım sizin derdiniz nedir diye?
- NTV’de bir programa çağırdılar. Orada çözüm sürecinin, yeni anayasa çalışmalarının sekteye uğramasından korktuğumu söyledim. Ertesi sabah galerime gittiğimde Koç Vakfı’nın danışmanı Melih Fereli’nin aradığını “Ömer Koç NTV’de seni izlemiş. AKP’yi eleştirmediğin için de konuşmanı beğenmemiş. Anlaşmayı iptal ediyoruz eseri almayacağız” dediğini söylediler.
- AK Parti baskı yapıyor diyorlar. Ama ben bu baskıyı hissetmiyorum. Türkiye’ye döndüğümden beri tüm sindirmeleri, sırtlarını derin devlet ideolojisine dayayan ulusalcı sözde sanatçılardan şimdi de burjuvazimizden çektim.
Kutluğ Ataman’ı ismen bilirim de kendisiyle bir tanışıklığımız yok. İlk kez geçen yıl Latife Tekin’le birlikte katıldığı televizyon programında dinlemiştim.
Gezi Parkı eylemlerini başında desteklemiş bir isim ve sonrasındaki dalgaya ilişkin anlattıkları önemli.
Kaç Şafak Sezer, Kutluğ Ataman olduğunu bilmiyoruz. Ama şimdiden bildiğim bir şeyi söylemeliyim ki önümüzdeki günlerde medya daha çok ‘sallanacak’, ‘yıkılacak’ hatta ‘sarsılacak’!
Son söz: Kutluğ Ataman röportajını asıl AK Parti Kütahya milletvekili İdris Bal okumalı. Hem de ezberleyinceye kadar. Kendisine “Sayın vekil neymiş Gezi eylemleri gördün mü, iyice anladın mı?” diye sorup sonrasında da “Git o ‘Taksim Olayları Analizi’ raporunu şimdi yeniden hazırla” demek gerekiyor.