İyi/Mutlu evliliklerde eşler ya küsmüyorlar ya da küsseler bile küslükleri çok kısa sürüyor. Küslüğü bir taraf bitiriyor, diğer taraf da ona uyum sağlıyor. Halbuki mutsuz evliliklerde eşler sık ve uzun süreli küsüp, barışmakta da zorlanıyorlar.
Küsme her zaman kötü bir şey değil.
Sonuçta küsme, eşe karşı duygusal ve davranışsal doğal bir tepki. Kökten zararlı olduğu söylenemez. Küsme, kırıldığımız zaman bu duyguları hazmetmek için kendi içimize çekilme imkanı sağlıyor. Bu süreçte yaşadığımız şey üzerine düşünüp olup bitenleri anlamlandırmış oluyoruz. Ayrıca, biraz da zaman geçirerek duyguların yoğunluğunu azaltmış oluyoruz. Bu yönleriyle küsmenin fonksiyonel bir tarafı olduğu söylenebilir. Ama küsme çok hızlı yıkıcı bir hale dönüşebilir. Sık olup uzun sürdüğünde; iletişimi kopardığı, iki ayrı dünyada yaşamaya sebep olduğu, eşleri birbirinden uzak tuttuğu için zararlı hale gelebilir.
İyi evliliklerde barışmak kolay
İyi evliliklerde küslükten kolay çıkabiliyorlar. Birinin attığı adıma diğeri karşılık veriyor. Küslüğü bitirebilecekleri jest, mimik ve sözlere sahipler. Biri yanağa öpücük kondurduğunda diğeri ona sarılıyor. Biri küslüğü bitirmek için nanik yaptığında diğeri gülüp bir anda barışık hale gelebiliyor. Araştırmamızda bir kadın bu hali şöyle anlattı: “Bazen bir iki günü geçmeyen küslüğümüz olur. Genelde ilk adımı ben atarım ama onun da attığı çok olmuştur. İçimizden biri bir maymunluk yapar mutlaka. Genelde bir espriyle veya yelkenleri indirerek, belki bir ikramda bulunarak, birbirimizin yapması gereken işleri yaparak... Hissettirerek aslında yani. Daha çok sözlü değil de mimikle, davranışla hissettirerek barışıyoruz”.
Barışamama sorunu
Halbuki mutsuz evliliklerde eşler barışma girişimini kolay kolay başlatmıyorlar. Hele çiftlerden birinin barışma girişimine diğeri tarafından olumlu cevap verilmediğinde “barışamama sorunu” oluşuyor. Kolay küsen ama barışamayan bir çiftin hikayesi şöyle: “İkimizde küsme konusunda inatçıyız. Aslında küsülü kalmaktan hoşlanmıyorum. O günlerde hep üzgün oluyorum. Yine de kızgınlığımı yenemiyorum. Daha önce kendimi zorlayıp barışma girişiminde bulundum ama eşim karşılık vermedi. Çok sinirlendim. Günlerce küsülü kaldık. Galiba onun girişimine de ben karşılık vermedim. Bir nevi intikam almış oldum. Şimdi küsersek ikimizde barışma girişimi yapmaktan kaçınıyoruz. Galiba reddedilme durumunda yaşanan duygunun yoğunluğundan korktuk. Bir kaç kez bu meseleyi konuştuk ama küsülü iken uygulamaya geçmek çok zor”.
Az küs kolay barış
Küsmeyi yıkıcı hale getirmemenin iki yolu var. Birincisi küsmeyi azaltmak. İkincisi ise, küsülü olma süresini azaltma yani kolay barışabilir hale gelmek. Bu sebeple eşler küsmenin evlilikleri üzerine etkisi üzerine düşünmeli ve varsa olumsuz etkiyi azaltmak için bir eylem planına sahip olmalıdır. Bazı çiftler “küsmeme anlaşması” yaparlar. Bazıları da “yastığa baş koyduğumuzda küsme biter” ilkesinde uzlaşırlar.
Küsen barışır ilkesi
Ben eş terapilerinde “küsen barışır ilkesini” işletiyorum. Bazı çiftler “haksız olan barışır ilkesini” işletmek istiyor. Sık küsmek, haklı olsanız bile, sarı kartlık bir hareket. İşleri zorlaştırıyor. Çıkmaza sokuyor. Bu ilke bazen işe yarıyor bazen yaramıyor. Diğer yaptığım şey ise tarafları barışan olana teşvik etmek. Motto şöyle: “Barışabilmek erdemdir”. En önemli önerim ise, barışma teklifini asla reddetmemek.