Yönetmen Fernando Meirelles ve senarist Peter Morgan’ın eski filmleri kadar sağlam olmayan 360’ın en cazip yanı kadrosu. Performanslardan şikayet edilmez ama filmin 360 derece manzarası nefes kesmiyor.
MAX Ophuls’ün La Ronde klasiği gibi bir daireyi simgeliyor 360. Ama arkasında Arthur Schnitzler’in romanı yok. Kraliçe ve Frost/Nixon misali sağlam senaryolarla tanınan Peter Morgan’ın imzasını taşıyor fakat ne referans aldığı roman ve uyarlaması misali aşk, tutku, şehvet temalarına odaklanabiliyor ne de senaristinin anılan çalışmalarının keskinliğine sahip. Fazlasıyla kalabalık, karışık ve cansız bir film. Dünya ahvaline dair söyleyecek sözü yok, sadece kuşbakışı gösteriyor.
Tıpkı senaristi gibi yönetmeni de Fernando Meirelles’in filmografisinde iki sağlam yapıt var: Tanrıkent ve Arka Bahçe. Saramago uyarlaması Körlük de ilginçti. Ama Meirelles’in kariyeri yokuş aşağı gidiyor nitelik bakımından. 360 onu birden yukarı fırlatacak bir turbo motor değil. Doğru projelendirilmiş bir çalışma. Birbirinden ünlü oyuncularıyla hemen her ülkeye satışı yapılabilecek bir “kesişen yollar” projesi. Ama Guillermo Arriaga’nın yazdığı, Alejandro Gonzales Inarritu’nun yönettiği üç benzer filmin kıvılcımı yok onda ki çarpıcı Paramparça Aşklar Köpekler’den sonra gelen 21 Gram ile Babil, ‘tutan formül’ü sömürüyordu.
OYUNCU İYİ, MANZARA NEFES KESMİYOR
360’ın La Ronde göndermesiyle ve parlak kadrosuyla iddialı bir çıkışı var ama vaatlerini yerine getiremiyor. Bir iş görüşmesinin fuhuşla karışmasından başlayıp heyecanını kaybetmiş bir evlilikteki aldatmayla tetiklenip kızını arayan pişman bir baba ve terapi görmüş bir cinsel tacizcinin ve yerkürenin birçok yerinden öykülerin domino taşları gibi birbirinin üzerine devrilmesiyle gelişen 360’ın logos’u her şeyin birbirine bağlı olduğu, birbirini etkilediği üzerine kurulu.
Pathos’u ise birçok parçaya bölünüp etkisini yitirmiş. Ne kızını kaybetmiş Anthony Hopkins’in pişmanlığı ne evlilikleri heyecanını yitirmiş Jude Law-Rachel Weisz çifti ne de cinsel saldırıdan hüküm giydikten sonra tedavi görmüş Ben Foster’ın ona kim olduğundan habersiz güvenen genç kadının yakınlığı yüzünden verdiği zorlu sınav bizi duygulandırmıyor. Bir dizi olayın birbirine bağlantısı, rastlantı bile denemeyecek kesişmeler anlamlı bir bütün oluşturmuyor. Anthony Hopkins’in kızınınki olması muhtemel bir cesedi teşhis etmeye giderken metaneti onu bu örgünün içinde en iyi betimlenmiş, en inandırıcı karakter haline getiriyor. Bunda Hopkins’in artık her şeyi aşmış, iki kere rafine olmuş oyunculuğunun da payı büyük.
Filmin ethos’una gelince: Sevdiklerinizin kıymetini bilin, vakit varken hayatın tadını çıkarın, günah işlemeyin, suç işlemeyin, hiçbir zaman geç değildirden öteye gitmeyen sade bir argüman. Meirelles’in zarif mizanseninden ve oyuncu performanslarından şikayet edilmez ama filmin 360 derece manzarası nefes kesmiyor.
Orjinal adı: 360 Yönetmen:
Fernando Meirelles Senaryo:
Peter Morgan
Görüntü:
Adriano Goldman
Oyuncular:
Anthony Hopkins, Jude Law, Rachel Weisz, Ben Foster, Moritz Bleibtreu, Djamel Debbouze