Yavaş sindirilen, içerik bakımından zengin, dolayısıyla bağırsaklarda doluluk hissi yaratıyor. Amino asit çeşitliliğe sahip, bol vitaminli. İşte tüm yönleriyle Ramazan’ın vazgeçilmez yiyeceği hurma.
Ramazan ayı ve oruç denilince sanırım ilk akla gelen besinlerin başında hurma meyvesi geliyor. Bilimsel adı ile phoenix dactylifera, bir tropik iklim palmiyesi ve insanoğlunun kültürünü yaptığı ilk bitkilerden biri olarak da biliniyor. Hurma meyvesinin sağlık için yararlarıyla ilgili çeşitli kaynaklarda birçok iddialar yer almaktadır. Hurma meyvesinin İslam alemi için sembolik önemi ve genel olarak ‘sağlıklı bir meyve olduğu’ şeklindeki bu inanışa rağmen hurma meyvesinin içeriği ve insan sağlığı bakımından olası yararlarını araştıran bilimsel araştırmaların sayısı oldukça az ve büyük çoğunluğu son 10-15 yılda yapılmış.
KARBONHİDRAT İÇERİĞİ ZENGİN
Hurma meyvelerinin bileşimi farklı hurma tiplerine göre değişiklik gösterebiliyor. Temel bileşen olarak başlıca früktoz yüzde 39 ve glikoz (yüzde 26) olmak üzere zengin bir karbonhidrat içeriğine sahip (yüzde 44-88). Hurma meyveleri diyet lifi (yüzde 6.4-11.5), pektin (yüzde 0.5-3.9) gibi yavaş sindirilen içerik bakımından da zengin olduğundan bağırsaklarda doluluk hissi yaratılmasında rol oynuyor. Diğer taraftan, düşük bir protein (yüzde 2.3-5.6) oranına sahip olmasına karşılık hiç bir meyvede bulunmayan amino asit çeşitliliğine sahip olduğu bildiriliyor (23 farklı amino asit taşır). Meyveler düşük yağ (yüzde 0.2-0.5) oranına sahip. Ayrıca 15 kadar çeşitli mineral tuzları (yüksek sayılabilecek potasyum oranının (yüzde 0.9) yanı sıra bor, kalsiyum, kobalt, bakır, flor, demir, mağnezyum, manganez, potasyum, fosfor, sodyum ve çinko), vitaminler (az miktarda C, B1, B2, niasin ve A) taşıyor. Meyvelerde bu genel besin öğelerinin haricinde zengin bir fenolik içeriği bulunuyor ve bileşimi olgunluk sürecine göre farklılık gösteriyor (luteolin, kersetin, apigenin türevi flavonoit glikozitleri; klorojenik asit, kafeik asit, pelargonin ve ferulik asit).
Hurmanın etkinliğiyle yapılmış sınırlı sayıda bilimsel araştırma bulunuyor. Meyvelerin fenolik içeriğiyle bağlantılı olarak antioksidan etkisi bulunduğu, bu bakımdan deney hayvanlarında deneysel olarak oluşturulan sinir, karaciğer ve böbrek hasarlarına karşı koruduğu gösterilmiş. Bağışıklık sistemini uyarıcı etkileri ise yine meyvelerdeki fenolik ve polisakarit (1-3 ve 1-4 bağlı beta-glukan) içeriğiyle ilişkilendiriliyor. Bilindiği gibi beta-glukan taşıyan bazı ürünler eczanelerde bağışıklık sistemini desteklemek amacıyla kullanılıyor. Hurma meyvesinin etkinliğini bilimsel olarak ortaya koyan mevcut bilgiler bu kadar.
GLİSEMİK İNDEKSİ DÜŞÜK
Diğer taraftan, yapılan iki araştırma hurmayla ilgili dikkat edilmesi gereken önemli iki riski ortaya koyuyor. Suudi Arabistan’da piyasadan alınan 50 hurma örneğinde çeşitli mikroorganizmalar (mikrofungus) bulunduğu (Aspergillus flavus, Aspergillus niger, Penicillium chrysogenum ve Rhizopus stolonifer) tespit edilmiş. Bunlardan üçte birinde aflatoksin ve okratoksin gibi karaciğere zarar veren tehlikeli toksinler bulunduğu bildiriliyor. Bu bakımdan yediğiniz hurmaların ne derece güvenilir olduğunu sorgulamalısınız. Bir başka çalışmada ise yıkanmadan tüketilen hurma örneklerinde kurşun ve kadmiyum gibi insan sağlığı için riskli ağır metallerin bulunduğu ve bu bakımdan mutlaka yıkandıktan sonra tüketilmesi gerektiği belirtiliyor.
Yüksek şeker içeriğine rağmen hurmanın glisemi indeksinin düşük olduğu belirtiliyor. Ancak fazla ve sürekli kullanımının pasta yemek gibi sorunlara yol açabileceği gözardı edilmemeli.