Müslümanlar ülkelerinden kaçıp Hristiyan ülkelere sığınmak isterlerken Akdeniz’in sularında boğuluyor!
Müslümanlar Hristiyan ülkelere sığınmak için Afrika’nın çöllerini geçmek isterlerken susuzluktan kırılıp ölüyor.
Müslüman mültecilerin kimilerinin ölümü sudan, kimilerinin ölümü de susuzluktan oluyor!
Peki niye Müslümanlar kendi ülkelerinden kaçıp Hristiyan ülkelere sığınmak istiyor?
Bu uğurda niçin çoluk çocuk, aç susuz denizleri, çölleri, dağları aşmayı göze alıyor?
Bu uğurda neden mayın tarlalarından geçmeyi göze alıyor?
Boğulacaklarını bile bile, kırık dökük teknelerle Akdeniz’i geçip Hrıstiyan ülkelere gidebilmek için niçin ölümü göze alıyor?
Müslüman aleminin bu soruları kendi kendine sorması gerekiyor.
Hristiyan ülkelerde olup da Müslüman ülkelerde olmayan ne var?
Müslüman ülkelerde olup da Hristiyan ülkelerde olmayan ne var?
En başta Müslüman ülkelerde iç savaş var.
Müslüman coğrafyada oluk oluk kan akmakta.
Müslümanlar Müslümanları boğazlamakta.
Müslümanlar Müslümanların üzerine kimyasal bombalar atmakta.
Müslümanlar kendi ülkelerini yakıp yıkmakta.
Hal böyle olunca Müslüman ülkelerde can güvenliğini ara ki bulasın.
Barış ortamını, huzur ortamını ara ki bulasın.
Can güvenliğini, barış ortamını, huzur ortamını bulamadığın gibi işi de, aşı da bulamazsın.
Diyelim ki bir Müslüman ülkede iç savaş yok.
İç savaş yoksa diktatörlükler var.
Maalesef Müslüman ülkeler sivil ya da askeri diktatörlüklerle, şeyhliklerle yönetiliyorlar.
“Devlet de benim, hukuk da benim, bu ülkede her şey benim” diyen diktatörler, şeyhler tarafından yönetiliyorlar.
Bir adam, bir aile, bir zümre tarafından yönetiliyorlar.
Haliyle de Müslümanlar kendi ülkelerinde demokrasiyi, hukuk devletini, insan haklarını, özgürlüğü çölde su arar gibi arıyorlar.
Ve de işi, aşı çölde su arar gibi arıyorlar.
Bu aradıklarını da Hristiyan ülkelerde bulacaklarına inanıyorlar.
İstemedikleri şeyler Müslüman ülkelerde, istedikleri şeyler Hristiyan ülkelerde bulunuyor.
Hristiyan ülkelerde Müslüman ülkelerde olmayan daha başka şeyler de bulunuyor.
Mesela Hristiyan ülkelerde bilimsel, teknolojik üretimler var.
Dünya çapında sanatsal üretimler var.
Bu üretimleri yapabilmek için sorgulayan, araştıran zihinleri, yaratıcı zekâları besleyen bir ortam var.
Sorgulayan, araştıran zihinlerin, yaratıcı zekâların önüne korkulardan, yasaklardan, günahlardan oluşan barikatların konulmadığı bir ortam var.
İşte Hristiyan ülkelerde olup da Müslüman ülkelerde olmayan bunlar.
Müslüman ülkelerde cehalet, cahillik kol geziyor.
Bırakın bilimsel, teknolojik üretimi, ekonomik üretimde de Müslüman ülkeler içler acısı halde bulunuyor.
Düşünün ki 1 milyar 600 milyon nüfustan ve 63 ülkeden oluşan Müslüman aleminin toplam üretimi, 80 milyonluk Almanya’nın üretimini bile bulmuyor.
Kısacası, bu nedenlerle Müslümanlar kendi ülkelerinden kaçıp Hristiyan ülkelere sığınmak uğruna ölümü dahi göze alıyor.
Bu da Müslüman alemi adına utanç verici bir durum oluşturuyor.
Müslümanlara Müslümanlık propagandası yapmaktan başka bir şey yapmamakla da bu durumun değişmeyeceğinin artık kavranması gerekiyor.