Emperyalistlere karşı kurtuluş savaşı yapmak ne demektir?
Onları ülkeden kovmak demektir.
Hiç değilse emperyalistlerin ülkeye zarar veren, ülkeyi sömüren neyi varsa, onlara el koymak demektir.
İkinci kurtuluş savaşını yapıyorsak eğer, bunları yapmamız gerekir.
İşte bu nedenle “İncirlik Üssü kapatılsın” fikrini bir süre önce gündeme taşıdım.
İktidarı ABD uçaklarının üslendiği İncirlik Üssü’nü kapatmaya çağırdım.
Hele de 15 Temmuz darbesi sırasında halkımıza ölüm yağdıran uçaklara ABD’nin İncirlik Üssü’ndeki tanker uçaklarından yakıt ikmali yapıldığı saptandığına göre, sırf bu nedenle bile İncirlik Üssü’nün kapatılması gerektiğini vurguladım.
Ancak bu çağrıma iktidar yanlılarından da muhalefet yanlılarından da yakınmalarla dolu karşılıklar aldım.
Bu yakınmaları özetle şöyle sıralayayım:
“İncirlik Üssü’nün kapatılması demek ABD’yi karşımıza almak demektir; bu da felaketimiz olur.”
“ABD İncirlik Üssü’nün kapatılmasını bize fena ödetir; bunun sonucunda ekonomik kriz çıkar; kurulu düzenimiz bozulur.”
“Ekonomik kriz çıkarsa işyerim için aldığım krediyi nasıl öderim.”
“Ekonomik kriz çıkarsa ev almak için aldığım krediyi nasıl öderim.”
“Ekonomik kriz çıkarsa araba almak için aldığım krediyi nasıl öderim.”
“Ekonomik kriz çıkarsa çocuklarımın özel okul taksitlerini nasıl öderim.”
Neyse uzatmayayım.
Bu örneklerle durumu ortaya koydum sanırım.
Peki bunlar bize neyi gösteriyor?
Herkesin ülkeden önce kendisini düşündüğünü gösteriyor.
Hani tıpkı 1919’da başlayan Kurtuluş Savaşımızdaki gibi emperyalistleri ülkemizden kovacaktık?
Hani kendimizden önce ülkemizi düşünen bir millet olacaktık?
Zaten böyle bir millet olmadan ikinci kurtuluş savaşını nasıl vereceğiz?
Gerekirse bir lokma bir hırka yaşamayı, gerekirse uğrunda can vermeyi göze almadan ikinci kurtuluş savaşını nasıl yürüteceğiz?
Üstelik henüz “İncirlik Üssü kapatılsın” dedim.
Daha “Ülkemizi sömüren emperyalistlere ait şirketler millileştirilsin” demedim.
İşte şimdi onu da demekteyim.
Çünkü bunları yapmadan ikinci kurtuluş savaşının verilemeyeceğinin bilincindeyim.
Bakın Hugo Chavez’in Venezuela’sı bu dediklerimi yaptı.
Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip ülkesi Venezuela, Chavez’in iktidara gelmesinin ardından petrollerini sömüren ABD şirketlerine el koyma kararı aldı.
Petrollerini ABD şirketlerinin elinden alıp millileştirdi.
Devrimden sonra İran da ABD üslerini kapattı; ABD şirketlerini kovup kapı dışarı etti.
Elbette ABD bütün hışmıyla bunu yapan Venezuela’nın da İran’ın da üzerine gidip çok ağır darbeler indirdi; bedeller ödetti.
Ancak Venezuela halkı da İran halkı da her türlü zorluğa, yokluğa, bedele rağmen yine de ABD’ye teslim olup boyun eğmedi.
Eğer bunları göze alamıyorsanız ABD’ye karşı duramazsınız.
Emperyalistlere karşı ikinci kurtuluş savaşını yapamazsınız.
Ülke için can da dahil her şeyinizi feda etmeyi göze almadan ikinci kurtuluş savaşını yapacaksınız, öyle mi?
Hiçbir bedel ödemeden, hiçbir zorluk, yokluk çekmeden ikinci kurtuluş savaşını yapacaksınız, öyle mi?
Ülkenizden önce kendinizi düşünerek ikinci kurtuluş savaşını yapacaksınız, öyle mi?
Kendinize güldürmeyin dünya alemi.