Güney Kıbrıs hesapta kurtarıldı, ama batmaktan beter hale geldi. Bir hafta önce kabul etmedikleri şartların daha ağırını, bir hafta sonra daha büyük hasarla kabul ettiler... Geçen zamanda maliyet daha da yükseldi. İki bankayı kaybettiler.
AB-IMF tavrı gayet sertti-kararlıydı. Rum tarafı önce direndi. Tüm hesaplardan yüzde 10 kesinti ile -kara para cenneti- olarak kalmayı amaçlamışlardı. Ama halktan büyük tepki gelince, siyaset kaynamaya başlayınca, bu sefer yüksek miktarlara el koymayı kabul ettiler ve Ruslar’ı yaktılar. Sonuçta hem ‘Cennet’ statüsünü kaybettiler, hem de artık Rusya’nın gazabına hedef oldular. Rusya ve Rus para sahipleri, paralarına el koyan Rum Yönetimi’nden herhalde birşeyler isteyecektir. Cezasız olmaz.
Öte yanda bu para -Tamam cezası neyse kesin, ben gidiyorum, bari kalanı kurtaralım- diyecek durumda değil. Çıkışları da yasakladılar. Sermaye hareketleri ‘bir süreliğine’ duruyor. Ruslar’ın yanında artık parasını dışarıya çıkarmak isteyen Rumlar da olacak, ancak çıkış yok. Güney Kıbrıs Para Cenneti’nden ‘Para Cehennemi’ne döndü.
Bütün bu sürecin sonuçları olacak:
- Artık Güney Kıbrıs vergi ve bankacılık cenneti değil
- Rum tarafı en az yüzde 10 yoksullaşacak, ekonomi küçülecek
- Sıcak paraya dayalı ekonomi bitecek
- İşssizlik artacak
- Hem ekonomi daralacak, hem de para girişi duracak- Rumlar’ın 20 yıldır görmedikleri bu duruma alışmaları çok zor olacak.
Durum o kadar zor ki, Brüksel’de hafta sonunda Rum lider Anastasiades en az iki kez istifa tehdidinde bulundu. Sonra ‘aman sensiz olmaz’ diye yatıştırdılar ve yine istedikleri imzayı attırdılar. Ekonomik krizlerde adettir, kısa sürede mutlaka siyasi kriz de çıkar. Yani Güney’de başka siyasi krizler yaşanacak.
Rum tarafı bu süreçte AB içinde İkinci Sınıf olduğunu fark etti. AB’nin ortak tepkisine Rumlar çok şaşırdı. AB’de belki kağıt üzerinde herkesin tek oyu var, ama o oyların ağırlığı farklı. Güney Kıbrıs, krizde bunu gördü. Kriz boyunca sık sık ültimatom yedi. -Kabul etmezseniz, Euro’dan çıkın- tehdidiyle karşılaştı. Vazgeçilmez olmadığını fark etti. Bütün bunların nedeni tabii ki Almanya seçimi ve Alman seçmenin parasıyla ülke kurtarmanın maliyeti. Güney Kıbrıs Yunanistan’dan da fazla yardım göremedi.
İkinci sınıf AB üyesi
Bundan sonra Rum tarafının temerrüde düşüp, borç ödeyemeyip Euro’dan çıkmak zorunda kalma ihtimali hâlâ var. Yunanistan dahil bütün sorunlar eylüldeki Almanya seçimine dek donduruldu.
Ve krizle boğuşan Rum tarafı bundan sonra daha hırçın, daha dağınık, şaşkın olacak. Krizler kibirin tevazuya, hırçınlığın uzlaşmaya ve çözüme dönmesi için de fırsat olabilir, ancak Rumlar’ın düşüşü anlaması epey uzun zaman alabilir. Son haftada kriz paniğiyle ‘Gaz’ diye şanslarını denediler. Kıbrıs’ın tek hakimi havasına girip, -gaza dayalı tahvil çıkarmak- gibi hayali işleri konuştular. Güneydeki gaza biz -kurufasulye gazı- diyorduk... O yatağın 2 milyar dolardan da az değeri olduğunu sonra ajanslar yazdı. Ayrıca Rumlar, Türkiye hiç yokmuş gibi davrandılar. Rusya Başbakanı Medvedev bile -O gazın değerinden emin değiliz, ayrıca Türkiye ile sorun çıkar- diyerek, sağduyu sergiledi. Türkiye, AB ve ABD’ye girişim yapıp, Rumlar’ın gaz lafından uzak durması gerektiğini hatırlattı. Gaz tahvili yerine deniz kumuna dayalı tahvil düşünseler, belki daha verimli olacaktı. Her türlü tahvil çıkarmak, bir güven meselesidir. Kuma dayalı tahvil olsa bile.