Paralel örgütün yayın organında yazan Şahin Alpay’ın yazısının başlığı şu: “Erdoğan’a hayır, Demirtaş’a evet”...
Paralel örgütün niye HDP’yi desteklediğinin açık bir beyanıdır bu yazı. Sadece paralel örgütün değil, bilumum eski Türkiye artıklarının niye bu HDP’yi desteklediğinin de apaçık bir belgesidir bu... Erdoğan liderliğini bitirmek ve AK Parti hükümetini alaşağı etmek bu eski Türkiye artıklarının tek amacı... HDP barajı aşarsa AK Parti’nin iktidarı önlenmiş olacağı için Demirtaş’a evet demek gerektiğine inanıyorlar. Kandil’e silah bırakması çağrısında bulunan Öcalan’a duydukları öfke de bu yüzden. Çünkü Kandil Öcalan’ın tavsiyesine uyup silah bırakmış olsaydı Kandil’in silahları üzerinden AK Parti hükümetini köşeye sıkıştırma dönemi de bitmiş olacaktı. Şimdi Kürtlerin tarihte ilk defa hür ve eşit vatandaş olarak yaşayabileceği yeni bir Türkiye’nin inşa sürecinin eşiğine gelmişken Kürtler bu HDP üzerinden eski Türkiye artıklarının yedeğine düşürülmek isteniyor.
Bu HDP çözüm sürecini sabote etmek isteyenlerin, dahası Öcalan’ı İmralı’ya gömerek Kandil’i diledikleri gibi yönetmek isteyenlerin bir projesidir. Çözüm süreci için HDP’nin mecliste olması gerektiğini söyleyenler, çözüm sürecine kurulan bu tehlikeli kumpasta HDP’ye biçilen rolü doğru okuyamıyorlar. Veya başka hesapların içine giriyorlar. Sanki HDP mecliste hiç yokmuş gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. HDP zaten mecliste olan bir parti. Barajı aşması halinde tek başına iktidara gelemeyeceğine göre milletvekili sayısındaki artık çözüm süreci bağlamında hiçbir işe yaramıyor. Aslolan temsil ise HDP bağımsız adaylar marifetiyle zaten yeterli oranda mecliste bulunuyordu.
HDP’yi Erdoğan’ın üzerine sürenlerin amacı belli. HDP üzerinden bir temsil olsun istedikleri için değil, çözüm süreci başarılı olsun diye hiç değil, AK Parti’yi iktidardan alaşağı ederek çözüm sürecini sonlandırmak için. Barajı geçen HDP temsili onların umurlarında bile değil. Çünkü Öcalan’ın silah bırak çağrısından hemen sonra bu HDP’nin malum destekçileri Kandil’e koşarak silah bırakmamaları gerektiğini söylediler. Öcalan’ın AK Parti hükümetinin elinde bir oyuncak olduğunu ve silah bırakmanın AK Parti’nin işine yarayacağını filan söylediler. Kürdün kanı üzerinden kendilerinin AK Parti’yle hesabını görmek istediler.
Şimdi çözüm süreci bağlamında doğru oturup doğru konuşalım. HDP barajı aştığında nasıl bir siyasal tablo ortaya çıkacak? Diyelim ki CHP-MHP koalisyonu ortaya çıkmış olsun. Hadi buna HDP de dışarıdan destek sunsun. Peki bu koalisyonun Kürtlere ve çözüm sürecine ne faydası olacak? Tersine çok büyük zararı olacak. Kürtler kaybetmiş olacak. Yeni Türkiye’nin öncü gücü olması gereken Kürtler eski Türkiye artıklarının değirmenine su taşımakla kalmamış, kazanımlarını da yitirmiş olacaklar. Peki CHP-MHP koalisyonunda İmralı’daki Öcalan’a ne olacak? İmralı görüşmeleri otomatikman sonlanacak. Çözüm süreci sabote edildiği gibi Öcalan da İmralı’ya gömülmüş olacak. Çünkü Kandil’in ve HDP’nin iplerini elinde tutan güçler gerçekte Öcalan’dan da kurtulmayı çok istiyorlar. Bunu bu vesileyle gerçekleştirmiş olacaklar.
AK Parti iktidarından Kürtler kazançlı çıkar
Peki diyelim ki HDP baraj altı kaldı. AK Parti anayasayı değiştirecek bir sayısal çoğunlukla meclise taşındı. Bundan kim kazançlı çıkacak?
En başta Kürtler...
Kürt kazanımları anayasal bir güvenceye kavuşmuş olacak ve çözüm süreci Öcalan’ın da öngördüğü silahsızlanma projesiyle taçlanmış olacak. Böylece onurlu ve kalıcı bir barışın da önü açılmış olacak. HDP’nin barajı aşması CHP ve MHP için sorun teşkil etmiyor, asıl Kürt inkarını, asimilasyonunu ve katliamını bu ülkede tarihe uğurlayan ve Kürtçe’nin önündeki bütün yasakları kaldıran çözüm sürecinin mimarı olan AK Parti için sorun oluşturacak. Şahin Alpay gibilerinin AK Parti’den/Erdoğan’dan kurtulmak için HDP’yi nasıl araçsallaştırdıklarını artık Kürtler görmelidir. AK Parti’nin güçlü bir temsille meclise taşınması ve baraj altında kalsa bile HDP’nin çözüm sürecinde yapıcı bir rol oynaması tez elden çözüm sürecinin başarısını da beraberinde getirecektir.
Bu HDP’yle Kürtler kaybeder asıl...
Şunu demek istiyorum: Bu HDP barajı aşarsa Kürtler kaybedecektir asıl. Çözüm süreci de berhava olacaktır. Bu HDP Kürtleri eski Türkiye artıklarının ve bilumum çözüm süreci karşıtlarının yedeğine düşüren bir ihanet projesidir. Yeni Türkiye’nin öncüsü olması gereken Kürtlerin, eski Türkiye artıklarının değirmenine su taşıyan bir güç olarak konumlandırılmak istenmeleri, Kürtlere ve Kürtlük davasına yapılabilecek en büyük ihanettir. 7 Haziran’da sandık başına gidecek Kürtlerin asıl bu tuzağı görerek tercihte bulunmaları çözüm süreci açısından büyük bir önem arz etmektedir. Kürtler ya temelli kazanacakları ya da temelli kaybedecekleri bir seçimin arifesinde bulunuyorlar.
Gün, HDP üzerinden sergilenen bu büyük oyunu bozma günüdür...