Çözüm süreci birçok defa sabote edilmesine rağmen 1,5 yıldır sürüyor. Son günlerde Lice’de yaşanan gerilim ve çocukların kandırılarak dağa çıkartılması, sürecin kesintiye uğrayacağına dair yorumlar yapılmasına neden oluyor. Terörün birinci derecede mağdurları olan Kürt halkı bu süre zarfında barışı o kadar benimsedi ki, ilk defa PKK’ya karşı sivil bir eyleme kalkışan analar önemli bir ezberi bozarak, dağ kadrosunun dengesini bozdu.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi çözüm sürecini akamete uğratmak amaçlı eylemlerin başlatılacağı aslında beklediğimiz gelişmelerdi. Bu durumu kullanmaya çalışacak olanların, bu çok önemli meseleyi siyasi hesaplarına kurban edecek kadar gözlerinin kara olduğunu, önceki yaptıklarından yola çıkarak görebiliyoruz artık.
Süreç aslında yeni bir aşamaya geçmiş durumda. Öcalan’la yapılan görüşmeler ve hükümetin Kürt vatandaşlarımız için atmış olduğu reform adımları sonrasında, Diyarbakır’da gerçekleştirilen çalıştay da yeni bir aşamanın işlediğini görüyoruz. Yeni atılan bu adımlar sonrasında bu gerilimlerin çıkartıldığını düşünüyorum. Zaman zaman çıkartılan bu tür gerilimlerin çok daha büyük çaplarda olanını ülke olarak yaşadık ve acı tecrübeler edindik aslına bakarsanız. Bu küçük çaptaki pravokasyonların süreci kesintiye uğratmaktan uzak olduğunu düşünmüyorum. Hele ki Türkiye halkının barışın tadını bu denli almış olmasından sonra. Tabi ki birileri çözüm sürecin kesintiye uğramasını büyük bir iştahla istiyor. Halkın ilk defa sandığa giderek cumhurbaşkanını seçeceği seçim öncesi, buradan netice almayı planlayan çatı adaycı bir kesimin olduğu aşikar. 1,5 yıldır silahların susmuş olması ve kirli kanlı savaşın bitecek olması onların siyasi hesaplarının gölgesinde kalmıştır maalesef. Kanın durmasına katkı sağlamayı bırakın, sürecin başarıya ulaşacak olmasından o kadar endişe duyuyorlar ki, süreç başarıya ulaşır da Kürtlerin desteğini alan Erdoğan cumhurbaşkanı seçilir diye tir tir titriyorlar aslında. ’Kürtler Erdoğan’ı seçimlerde satacak, oy vermeyecek diyor bir arkadaş.’ Aslına bakarsanız çatı adaycıların hepsinin gönüllerinden geçen bir temenni bu. Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’ın seçilememesinin tek yolu Kürtlerden oy alamaması onlara göre. Erdoğan’ı siyasetin dışına itmek için birçok yolu denediler ama başaramadılar. Onların hesabına göre, Erdoğan ilk turda seçilemezse, ikinci turda Kürtler sırt çevirir diğer adaya verirlerse Erdoğan’ın işi o zaman bitti! Parmak hesabı yapmaya başladılar şimdiden. Bir hikaye vardır ya, koyunların geçecekleri yere dikenli tel çekilecek, koyunlar o tellerin arasından geçerlerken yünleri o dikenli tellere takılacak, o yünler toplanacak, işlenecek, kazak örülecek…
Daha çatı adayını belirleyemeyen, dün birbirlerinin izine kurşun atarlarken bugün Gezi’de, 17 Aralık’ta, şimdi cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi kol kola poz verenler, 40 bin insanımızın ölümüne neden olan terörün seçimler öncesi yeniden patlak vermesini ümit ediyorlar. Ne kadar acı bir durum değil mi? Nasıl da keyifleniyorlar bu günlerde Lice de yaşanan ufak tefek gerilimlere. Bu ülke bu tür sokak olaylarının kat kat büyüklerini defaatle sağduyusuyla atlattı beyler. 30 Mart seçimleri size ders olmamış anlaşılan. Gezi olaylarının yıldönümünde tüm çabalarınıza rağmen bu ülke insanını sokaklara dökemediniz, çok cılız kaldınız. Bunlar size bir şeyler ifade etmiyor mu? Diyarbakır Belediyesi önündeki yaklaşık 70 aile ve yüreği yanmış analar PKK’ ya başkaldırıp ’çocuklarımızı bize geri verin, savaşacak bir gerekçe kalmadı ortada’ diyorlar göremiyor musunuz? Kürt vatandaşlarımız savaşı değil gerçek demokrasiyi istiyor, hak arama yönteminin dağ ve sokaklar olmadığını haykırıyor, başlarınızı kumdan çıkartın artık. Mayıs ayının sonunda Irak Kürt Bölgesi’nin petrolü Türkiye üzerinden akmaya başladı ve buradan elde ettiği geliri de Amerikan Bankalarına değil, Halk Bankası’nın kasasına koymayı tercih ediyor. Kürtlerle ortak tarihimiz var ve bir dönem PKK ile kesintiye uğratılmış olsa da son bir buçuk yıldır yeniden birlik sağlama noktasına gelindi. Siz barışı siyasi hırslarınıza kurban etmeye çalışadurun, gelişmeler sizin istediğiniz doğrultuda ilerlemiyor üzgünüm. Son zamanlarda yaşanan ufak tefek gerginlikler süreci zehirleyecek güce sahip değildir. Bu gelişmeler sürecin doğru yolda olduğunun bir göstergesidir. Hep birlikte sürece sahip çıkalım. Kürt-Türk birlikteliği bizi bu coğrafya da güçlü kılacaktır. Bu birlikteliği istemeyenlere inat huzurumuzu bozmayalım, başaracağız Allah’ın izniyle.