Lig maçlarına verilen arada sanırım en çok kulüp başkan ve yöneticilerinin açıklamalarına şahitlik edeceğiz. Asbaşkan Acun Ilıcalı'nın açıklamaları ile perde açıldı. Ilıcalı sıra dışı bir yönetici. Giyim kuşamı ve üslubu alışılmışın dışında. Beğenen de beğenmeyen de çıkar. Şahsi görüşüm Acun Ilıcalı kendisinin, Fenerbahçe Spor Kulübü'nün temsil makamında olduğunun farkında değil. Kıyafeti, konuşma şekli Fenerbahçe basın sözcülüğüne yakışmıyor. Elbette ilk başta söylediğim gibi bu benim şahsi fikrim. Acun Ilıcalı son iki konuşmasında "somut" üzerinden açıklama yaptığını söylüyor. Somut derken, sanırım "Ben ispatlı konuşuyorum" demek istiyor. Karşı tarafın da somut üzerinden anlatacakları mutlaka olmalıdır. Bu somut üzerinden anlatma olgusu sürgit devam eder. Bu yüzden somuttan ziyade sonuç odaklı konuşmakta fayda var bence.
Ilıcalı, anlaşılan o ki sadece hakemlerden şikayetçi. Türkiye'de hakemlerden şikayet etmeyen başkan ve yönetici yok zaten. Bu yeni bir durum değil. Başkan ve yöneticilerin mükemmel olduğu ülkemizde, tek kusur hakemlerde. Altı sezon bitti. Taraftar "Yedinci sezon da şüpheli" düşüncesinde. Fenerbahçe'nin 0 kupası var. Ama başkan ve yöneticiler mükemmel.
Hakemler kötü.
Urfa'ya PAF takımı ile giden, sahadan çekilemeden gol yiyip, kupayı elleriyle rakibine hediye eden başkan ve yöneticiler mükemmel.
Hakemler kötü.
Acun Ilıcalı, hatırlamıyor olabilir. Son altı sezonda Galatasaray üç kez şampiyon olurken, birer kez de Beşiktaş, Trabzonspor ve Başakşehir ligi şampiyon bitirdi.
Fenerbahçe'ye karşı olan, "kirli futbol düzenine" ilişkin anlatımların sadece Galatasaray üzerinden yapılmasının bu yüzden bir mantığı yok.
Acun Ilıcalı gibi Fenerbahçe'nin karşı karşıya kaldığı organize kötülüğü sadece Galatasaray üzerinden okuyamazsınız. Bu kirli futbol ikliminde herkes şampiyon olabiliyor. Sadece Fenerbahçe olamıyor. Bu yapı, özellikle Fenerbahçe'ye karşı. Eğer bu yapılanmayı sadece Galatasaray üzerinden okursanız, gerçekleri gözden kaçırırsınız. Son iki sezon Galatasaray bu yapı tarafından iteklendi. Şampiyon yapıldı.
Bu sezon kimin şampiyonluk için itekleneceği ise belli değil. Şu ana kadar Galatasaray'a omuz verildiği görülüyor. Ancak bu durum değişebilir ve ibre başka bir takımı işaret edebilir. Acun Ilıcalı'nın sadece Galatasaray üzerinden yaptığı açıklamaları bu sebeple bence yanlış. Sanki Ilıcalı 3-1 biten Galatasaray derbi yenilgisinin acısını çıkarmaya çalışıyormuş hissi uyandırıyor izleyenlerde. Bunun yerine kirli futbol iklimindeki Fenerbahçe karşıtlığı üzerinden açıklama yapsa daha zor ve fakat daha doğru olur diye düşünüyorum.
Gerek Ali Koç gerekse Acun Ilıcalı, kirli futbol iklimini sadece hakemler üzerinden okuyorlar. Açıkça TFF Başkan ve Yönetim Kuruluna, MHK Başkan ve Üyelerine sahip çıkıp, onları destekliyorlar. Bunu benim kabul edebilmem mümkün değil. Futbol iklimini kirleten unsurların başında yıllardır, TFF Başkanı, Yönetim Kurulu Üyeleri, MHK Başkanı ve Üyeleri bulunuyor. Futbola yön veren bunlar. Hepsi yetersiz, dirayetsiz ve hatta kötü niyetli oldukları için futbol sistemi kirleniyor, kirlenmeye devam ediyor.
AYNI TAS AYNI HAMAM
Dört ay geçti.
Liglerin sekizinci haftası oynandı. Türk Futbolu'nda değişen nedir? Türk Futbolu'nun geçen seneden bir farkı var mı? İbrahim Hacıosmanoğlu tarafından hızlı bir kadrolaşma yapıldığını biliyoruz. Aynı belediyenin eski çalışanları, liyakatlarına bakılmaksızın Türk Futbolu'nun tepe yönetimine atanıyorlar. TFF Talimatları gün içinde iki hatta üç kez değişebiliyor. Tahkim Kurulu, Disiplin Kurulu evlere şenlik bir vaziyette. Naklen yayınlanan iki önemli maçı farklı saatlere planlayamayan bir TFF organizasyonu mevcut. Tek kelime İngilizce bilmeyen TFF Başkanımız her gün UEFA'da.
Aktif Kulüp Başkanı olup, TFF'de başdanışman olanı mı ararsın, TFF Yönetim Kurulu'na seçilip, kulüp yönetimini eşine, akrabasına devredeni mi? Hepsi mevcut. Gelin görün ki Ali Koç da Acun Ilıcalı da TFF Başkan ve yönetim kuruluna, MHK Başkan ve yönetim kuruluna inanıyorlar, güveniyorlar. Değerli dostlar, Türk Futbolu'nun yakın dönem başkanları Şenes Erzik, Levent Bıçakçı, Hasan Doğan, Mahmut Özgener gibi isimler. Daha öncekileri saymıyorum bile.
TFF Başkanı şu an İbrahim Hacıosmanoğlu. TFF'deki manzara Türk Futbolu'nun nereden nereye geldiğinin bir özeti gibi. Ali Koç, Acun Ilıcalı gerçekten bizimle eğleniyor olmalılar. Vasat dahi diyemeyeceğimiz, Türk futbol tarihinin en düşük reytingli kadroları, bugün Türk futbolunu ve yüz milyonlarca dolarlık Türk futbol ekonomisini yönetiyorlar. Fenerbahçe Başkan ve Yönetimi bu TFF'ye inanıyor, güveniyor. Diyecek laf bulamıyorum.
F-35 savaş uçağının, traktör ehliyeti olan sürücüye teslim edilmesi gibi bir durum var ortada. Ali Koç ya da Acun Ilıcalı bugünkü TFF teşkilatından üst düzey bir profesyoneli veya TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nu şirketlerinde çalıştırırlar mı? Ya da şirketlerini onların eline teslim ederler mi acaba? Sevgili Acun Ilıcalı, buna önce sen inanacaksın ki camia da inansın. Kusura bakma, bugünkü TFF Başkan ve kurulları konusunda hiç inandırıcı değilsiniz. Eğer mevcut TFF organizasyonunun kirlenmiş Türk futbol iklimini değiştireceğine inanıyor ve güveniyorsanız kusura bakmayın ama hiçbir şey bilmiyorsunuz demektir.
ABDESTİMDEN ŞÜPHEM YOK!
Son olarak Asbaşkan Acun Ilcalı'nın televizyondaki açıklamalarında Aziz Yıldırım ile ilgili bir bölüm dikkatimi çekti. Daha önce hafta içi youtube sansürsüzfutbol programımda da değinmiştim. Fenerbahçeli bir yönetici benim Aziz Yıldırım'dan maddi menfaat sağladığımı söylemiş. Ona beni kendisinin menfaat sağladığı gazeteciler ile karıştırmamasını tavsiye ederim. Ali Koç'a sorsun. Aziz Yıldırım zamanında Ali Koç kurumsal iletişimin başındaydı. Şekip Mosturoğlu da onun yardımcısıydı. Beni Aziz Yıldırım hakkında yaptığım sert eleştiriler sebebiyle Nakkaştepe'ye Koç Holding Merkezinde iknaya çağırmışlar mıydı, çağırmamışlar mıydı? Sonrasında ben sert eleştirilerime devam etmiş miydim etmemiş miydim? Değerli yönetici, ben Aziz Yıldırım'ın 20 yıllık başkanlığı döneminde 10 yıldan fazla akreditasyon yasaklısıydım. Hatırlamazsın sen o zamanı.
Acun Ilıcalı'nın iyi bir Fenerbahçeli olduğu tartışmasız. Ancak Aziz Yıldırım konusunda hem üslubu hem konuştukları kendisine yakışmıyor. Seçim sürecinde karşılıklı olarak bazı sözler ağızdan çıktı. Ilıcalı savcılığa suç duyurusunda bulundu, tazminat davası açtı.
Bunlar devam ediyor.
Bırak bunları avukatların takip etsin. Meseleleri adliyede hallet. Bunlar üzerinden kan davası gütme. Ali Koç ile Aziz Yıldırım arasında bin bir güçlükle sağlanan barış ortamını ve sükûneti sabote etme. Efsane Başkan Aziz Yıldırım'dan bahis ederken "Aziz" demene ramak kalıyor.
Ayıp oluyor.
Bu kulübe çağ atlatan, şampiyonluklar kazandıran, Fenerbahçe uğrunda bir yıl hapis yatmış, on yıldan fazla bir süre bu konu yüzünden adliyelerden çıkmamış Aziz Yıldırım'a saygılı ol, hürmette kusur etme. Ali Koç ile Aziz Yıldırım'ın arasını açıp, abi kardeşliklerine zarar verme. Demedi deme.
Sonun Burhan Karaçam gibi olur. Her türlü.