Bu başlığı iddialı bulanlar olabilir. AK Parti’nin politikalarına katılmayabilirsiniz, hatta tümden karşı bile olabilirsiniz. Ama gerek Kürt sorununun çözümünde, gerekse terörle mücadelede Türkiye’nin AK Parti’den başka bir şansı yoktur.
Yılların asimilasyon ve inkar politikaları sonucunda, adeta kangren hale gelen “Kürt sorunu” konusunda bütün siyasi risklere rağmen elini taşın altına koyan ve bugüne kadar ‘çözüm’ için cesur adımlar atabilen tek parti AK Parti’dir.
Ve hemen belirtelim, bu sorun öyle mangalda kül bırakmayan liberal-sol aydınların sandığı gibi, PKK’nın penceresinden bakarak çözülebilecek bir sorun da değildir.
Kandil’e ayarlı demokrasi manifestosu yazanlar bilmeli ki, Türkiye’nin genelinde hala şehit acılarının yaşandığı bir ortamda, sanki acılar hiç yaşanmamış gibi yaparak Kürt sorununu çözemezsiniz. Çünkü, acıları yok sayarak atılacak her adım, toplumdaki kin ve nefreti büyütmekten başka bir işe yaramayacaktır.
***
Son dönemde, PKK sempatizanı bazı aydınların “MHP çizgisine kaydığını” iddia ettikleri AK Parti, BDP’nin etnik milliyetçi çizgisine de, Kürt sorununu inkar eden MHP algısına da itibar etmeden bütün Türkiye’yi kucaklayan politikalar ürettiği için ‘çözüm’ adımları atabilmektedir. Çünkü, toplum vicdanının onaylamadığı ısmarlama formüller, fanteziden öte bir anlam ifade etmeyecektir.
İşte bu yüzden, toplum vicdanına gözünü, kulağını kapatan liberal-sol aydınlar, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın toplumun ‘gönül rızasını’ alarak attığı çözüm adımlarını ‘milliyetçi çizgi’ olarak yaftalamakta bir beis görmemektedirler. Dağda silahlı örgüt üyeleriyle kucaklaşanlara sempatiyle bakıp, PKK şiddetiyle evlatlarını kaybedenlere duyarsız kalarak ‘çözüm’ adımı atamazsınız.
***
Elbette bu da yetmez, evlatlarını dağa kaptıran Kürt annelerinin acılarını da, Diyarbakır cezaevinde yapılan işkencelerin oluşturduğu derin travmaları da yüreğinizde duymak zorundasınız. Bu konuda, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bir televizyon kanalında yaptığı değerlendirmeler, Kürt sorununa bakışımıza yeni ufuklar açacak niteliktedir. Konuşmasında, BDP’li bir kadın milletvekilinin cezaevinde yaşadığı işkenceyi anlatan Arınç özetle şunları söylüyor: “17 yaşında genç kızken, Diyarbakır Cezaevi’nde ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki, öyle kendisini zorlamışlar ki, ben de aklıma gelse dağa çıkardım. Çünkü Diyarbakır Cezaevi’nden çıkanların yarısı dağa gitti, yarısı da dağdakilere övgüler diziyor. İnsanlara haksızlık yaparsanız, zulmederseniz bunun karşılığı sabır gösterenler de olabilir, bunun hesabını sormaya kalkanlar da olabilir.”
“Kürt sorununun çözümünde tek adres AK Parti’dir” derken tam da söylemek istediğimiz budur. Yani AK Parti, hem bütün kesimlerin duyarlılıklarına aynı samimiyetle yaklaşarak ‘inkar’ politikalarını bitiriyor, çözüm adımları atıyor hem de terörle mücadeleyi daha profesyonel yöntemlerle yürütüyor.