Geçtiğimiz günlerde Kayseri'de meydana gelen olaylar, ülkemizde Suriyelilere karşı artan yabancı düşmanlığının en son örneği oldu. Suriye uyruklu bir kişinin taciz iddiasıyla tutuklanmasının ardından olaylar kısa sürede büyüyerek dükkanların yağmalandığı, araçların ateşe verildiği toplumsal bir linç girişimi haline dönüştü. Yapılan provokatif eylemler sonrası 500'e yakın kişi gözaltına alındı.
Küresel çapta gerçekleşen göç, günümüzün en önemli konularından biri. İnsanlar, çeşitli sebeplerle doğdukları yerlerden başka ülkelere göç ediyor. Birleşmiş Milletler verilerinin 2020 yılına ilişkin ifadelerine göre 281 milyon uluslararası göçmen, dünya nüfusunun %3,6'sını oluşturuyor. Göçün arkasında yatan nedenler arasında daha iyi yaşam koşulları, eğitim olanakları, iş imkanları ve kuşkusuz güvenlik arayışı bulunuyor.
Artan göçmen sayısı ile dile getirilen diğer bir husus ise mülteci sorunu.
Mülteci Sorunu
Mülteci sorunu, küresel göç hareketlerinin en hassas boyutlarından birini oluşturuyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) verilerine göre, 2022 yılı sonunda dünya genelinde 26,6 milyon mülteci bulunuyor. Suriye, Venezuela, Afganistan, Güney Sudan ve Myanmar ise bu mültecilerin %68'inden fazlasının geldiği ülkeler.
Suriye'den göç edenlerin sayısı yaklaşık 6,7 milyon. Lübnan, Ürdün ve Irak gibi Suriyelilerin sığındığı komşu ülkeler arasında Türkiye, 3,6 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapmasıyla dünyada birinci sırada yer alıyor. Türkiye, Suriyelilere kapılarını açarak büyük bir insani görev üstlendi.
Misafirperverliğin, ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve sosyal uyum gibi sorunlar nedeniyle yerini olumsuz tepkilere bırakması, üzüntü verici hadiselerin gündeme gelmesine yol açtı. Özellikle son dönemlerde, bazı yerel siyasetçilerin ve medya organlarının da körüklemesiyle yabancı düşmanlığı geniş kapsamlı eylemlere dönüşme aşamasında.
Ekonomik sıkıntıların çoğalması, yaşam maliyetlerinin her geçen gün artması ve dünya çapında bitmeyen savaşlar, gelecekte yeni zorlukların habercisi. Bu durum sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için geçerli. Yaşanan ve yaşanacak olan zorlukların faturasını yabancılara çıkarmak ise en kolay kaçış yollarından biri.
Ortaya çıkan sorunların çözümü için kuşkusuz uzun vadeli ve kapsamlı politikaların geliştirilmesi gerektiği açık. Bununla beraber, eğitimden sağlığa, iş imkanlarından barınmaya kadar pek çok alanda yıllardır çok sayıda proje yapıldı. Geçici koruma altındaki sığınmacıların toplumsal hayata entegrasyonu, istihdam edilebilirliklerinin geliştirilmesi, okullaşma oranlarının artırılması bu projelerin odak noktalarından sadece birkaç tanesi.
Türkiye'deki Suriyelilere Yönelik Bulgular
Göç ve etkilerine ilişkin Araştırmacı Enes Ataç'ın tespit ettiği araştırmalarda elde edilen bulgular ilgi çekici. Örneğin, 2020 yılında Özerk Madrid ve Akdeniz Üniversitelerinden araştırmacılar, yayınladıkları çalışmada Suriyelilerin Türkiye'nin gayrisafi milli hasılasına kısa vadede yaklaşık %2 oranında katkıda bulunduklarını, bu rakamın ise uzun vadede %4'e çıktığını tespit etmişler. (Bkz. Mahia, R., De Arce, R., Koç, A. A., & Bölük, G. (2020). The short and long-term impact of Syrian refugees on the Turkish economy: A simulation approach. Turkish Studies, 21(5), 661-683. https://doi.org/10.1080/14683849.2019.1691920)
2022 yılına ait diğer bir çalışmada ise suç oranlarının artışı üzerine yaptıkları incelemede, Suriyelilerin gelişiyle suç oranlarında -kaçakçılık dışında- bir düşüş yaşandığını; ancak bu durumun ilgili bölgelerde güvenlik önlemlerinin artırılması ile ilişkili olmadığını tespit etmişler. (Bkz. Kırdar, M. G., López Cruz, I., & Türküm, B. (2022). The effect of 3.6 million refugees on crime. Journal of Economic Behavior & Organization, 194, 568-582. https://doi.org/10.1016/j.jebo.2021.11.014). Yine benzer bir çalışmada Suriyelilerin Türkiye'deki suç oranları üzerinde nedensel bir etkisi olmadığına işaret ediyor. (Bkz. Kayaoglu, A. (2022). Do refugees cause crime? World Development, 154, 105858. https://doi.org/10.1016/j.worlddev.2022.105858)
Gelinen noktada, sadece göç edenlerin değil, göç alanların da duruma adapte olabilmeleri için girişimlerde bulunulması gerektiğini anlıyoruz.