Küresel değişim süreci kaçınılmaz bir hal almıştır. Ezberler yıkılıyor ve yeni dünya ile yeni paradigmalar çağı başlıyor. Devletlerin konuyu ele alış biçimi çeşitlilik gösterse de tek başına yeterli değildir; yardımcı kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır.
Toplumu şekillendiren, yol gösteren akıl, aklın rehberliği, aydına olan gereksinim açıktır. Eski Roma tarihinde ve eski Yunan mitolojisinde görüldüğü gibi, Türk tarihinde de yöneten siyasi figürler etrafında bilgeler bulunmuştur. Mefkure yolunu çizen ve yol gösteren bu bilgeler, akliler ve aydınlar, tarihsel zaferlerin kazanılmasında önemli rol oynamışlardır.
İçini dolduran ve ufuk gösteren aydınlar, bugün içinde bulunduğumuz zorlu sürecin vazgeçilmez unsurlarıdır. Ancak durum vahimdir. Mesela 20. yüzyılı örnek alırsak; Ali Bey Hüseyinzade, Ahmet Ağaoğlu, Cemil Meriç, Necip Fazıl, Cengiz Aytmatov, Olcas Süleymenov, Hudu Mehmetov, Alev Alatlı, Teoman Duralı, Nuri Pakdil, Fuat Sezgin, Sabir Rustemhanli gibi ilim ile bilim; fikir ile zikir hikmet sentezi yapabilen isimler gibi; bu karmaşık dünyada millete rehberlik edebilecek yeni isimlere ihtiyaç duymaktayız.
Sadece yol olan ve Allah rızası kazanmak için çaba gösteren isimler arttıkça Mefkure Yolu susuz toprak gibi olacaktır. Orduların, komutanların, Mefkure yolculuğuna çıkan büyük liderlerin zaferleri, fikir ve zikirle doldurulmadıkça kalıcı olamaz.
Bu nedenle aydın profilin çekiciliği, içeriği ve taşıdığı değer büyük önem taşımaktadır. Konjonktür gereği ortaya çıkan ve meydan okuyanlara değil, nefsine yenik düşenlere değil, Kızıl Elma hedeflerimiz için kalıcı zafer için Mefkure Yolu'na ve bu yolda yoldaşlık edecek aydınlara ihtiyacımız vardır.
Günlük çıkarların değil, fikirlerin esnafına değil, fikir ve yolun sarrafına ihtiyaç vardır. Yeni dünya, yeni şartları dayatıyor. Güçlü gelecek için, güçlü nesle, güçlü nesil için manevi değerlere dayalı fikre ihtiyaç var.
Yıkan değil, inşa eden ve karakterli aydın profilimiz, yeni dünya şartlarında toplumlarımızı ayakta tutan en güçlü silahımız olacaktır.