- Eğer ülkece çok zorlu bir dönemden geçmiyor olsak…
- Eğer dünya ekonomisi buhranda olmasa…
- Eğer zaten yaz tatilinin ta göbeğinde olmasak…
- Eğer işletmelerimiz zaten sürekli birtakım unsurların etkisiyle zor dönüyor olmasa…
- Eğer kalkınma gibi, artık sorunlardan kurtulup yükselişe geçmek gibi bir ihtiyacımız olmasa…
10 gün bayram tatilini ben de desteklerdim…
Turizmcilerin nasıl bir lobisi varsa geri kalan bütün sektörlerden çok daha güçlü etki ediyorlar kararlara.
İşin kötüsü 10 güne uzatılan tatillerde vatandaş ya evinde kalıyor, ya memleketine gidiyor. Turizmciyi de tatmin etmiyor. Diğer sektörleri yaraladığıyla kalıyor.
“İşverenin değil, çalışanın tarafını tut” diyenler olacak, eminim. Ama işverenin tarafını tutmazsak, işveren bıkar da tezgahını kapatırsa yahut batarsa o zaman çalışan da çalışamadığı için çalışan olarak kalamayacak.
Düşünün, bir ayın ⅓’ü tatil.
Üretim ⅔
Satış ⅔
Kazanç ⅔
Ama
SGK tam.
Kira tam.
Maaşlar tam.
Ya da şöyle bir orta yol olabilir hükumet tarafından 10 gün tatil çıkarsa…
Tamam, tatil olsun ama...
Bu ayki yapılandırmalara, vergi ödemelerine 1 ay erteleme…
Bu ayki SGK ödemelerinde %33 indirim.
Bunlar da devletin girişimciye desteği olsun.
***
TASARRUF HAMLESİ
Sadece ihracatın artması, sadece borsanın 100.000 puan üzerinde dolaşması yetmiyor.
Milletce bir tasarruf hareketine ihtiyacımız var.
Devlet mi başlatır, millet kendi içinden mi çıkarır, orası bilinmez.
Ama masrafımız, israfımız çok fazla.
Bir örnek…
Şehir hayatında sitelerde oturanların sayısı gitgide artıyor.
Bir anket yaptım, 6000 kişi yanıtladı anketi.
“Sitede oturanlar cevaplasın. Sitenizin spor tesisini, havuzunu, fitness’ını, saunasını ne sıklıkta kullanıyorsunuz?”
A) Hiç
B) Ayda birkaç kez
C) Haftada birkaç kez
D) Her gün
Cevaplar aşağıda.
A) %85.3
B) %8.8
C) %5.2
D) %0,7
% 0,7 için, yani bin kişide 7 kişi için sitelerde sürekli olarak havuzlar temiz ve dolu tutuluyor.
Bin kişide 7 kişi için bin kişinin tamamı 400 ila 600 TL arası aidat ödüyor.
Bu arada yorum olarak gelen bazı cevaplar da ilginçti.
“Sitedekine hiç gitmiyorum ama para verip spor salonuna gidiyorum” diyenlerin sayısı azımsanamayacak kadardı.
Muazzam bir israf.
Bizim bu kadar kaynağımız olmamalı. Bizim çöpe atacak bu kadar enerjimiz olmamalı.
Bir uyanışa, bir silkinişe, bir kendine gelişe ihtiyaç var.
Kredi kartıyla borçlanıp “Aman, ölüm yok ya ucunda, bir şekilde çözüm buluruz” diyenler çok fazla.
Elbette ki ekonominin tüketime ihtiyacı var. Elbette ki harcayacağız, elbette ekonomiyi döndüreceğiz paramızla.
Ama çöpe giden, heba olan enerjimizi, paramızı da bir şekilde korumak, kurtarmak zorundayız..
***
Türk Kızılayı kurban işini çözdü
Türk Kızılayı son yıllarda müthiş bir atak yaptı. Her yerdeler, ihtiyaç duyulduğu anda oradalar.
Başkan Dr. Kerem Kınık, uzun yıllarını Türkiye’de sivil toplum ve yardımlaşmaya adamış olmanın verdiği deneyimle son bir yıldır Türk Kızılayı’nda güzel bir değişim rüzgarı estiriyor.
Özellikle kurbanın konserve hale getirilip hem Türkiye’nin hem de dünyanın her yanına dağıtılması hem pratik, hem algısal olarak çok ama çok net hem de farklı bir uygulama oldu.
Tüm STK’larımız çok özel işler yapıyor ama bu farklılığa ve farkındalığa değinmeden edemedim.
Tebrikler Türk Kızılayı...