Eskiden ne güzeldi... Ekonomik daralma, sıkıntı olurdu, ama sonra sabredince işler düzelirdi. Herşey döngüye bağlıydı, dönemseldi... Hükümetler de bunu bilirdi... Ekonomik krize girilse de, dibe vurulsa da sonra hayat ve dünya devreye girer, dibe vuruş düzelmenin de başlangıcı sayılır, umutlar yeşerir, ekonomi toparlamaya başlar ve sonra düze çıkılırdı. Ekonomi ve siyasete düşen, nefesini tutup, düze çıkana dek idareli davranmaktı.
Son 2008 krizinde de benzer beklentiler çalıştı. Dibe vuruldu, nefesler tutuldu, Merkez Bankaları parasal genişleme musluklarını açtı, faizler sıfırlandı, kitapta yazan yazmayan herşey uygulandı. Ve döngünün tamamlanması için nefesler tutuldu...
Nefesler 6 yıldır tutuluyor, 7’ye gireceğiz, hâlâ döngü bitmedi. Eskiden işler kendi haline bırakılsa bile ekonomik düzelme başlardı... Şimdi öyle değil... Sorunun, ekonomik yavaşlamanın ve bir anlamda süren krizin dönemsel değil, yapısal olduğu daha yeni anlaşılıyor. Sorun yapısal olunca nefes tutmak değil, bir yere tutunmak gerekir.
İşte bu ortamda Merkez Bankaları sapır sapır dökülmeye başladı. Bu satırlar yazılırken Sinyor Draghi, Avrupa’da enflasyon duasına çıkmıştı. Yüzde 2 hedefi varmış da, hedefi tutturamama riskine göre Avrupa Merkez Bankası (AMB) azimle çalışacakmış... Merkez Bankası başkanının enflasyon istemesi olacak şey değil... Enflasyon yoksa ekonomik faaliyet yok, büyüme hiç yok- demek.
Aynı gün Draghi, sınırlı varlık alımlarına başladı. Yani -Hiç yüzme bilmem- derken ayağının ucunu suya soktu. Bu gidişle tam parasal genişlemeye de gidecek ve suya kendini bırakacak. Yüzüp yüzemeyeceğini göreceğiz...
Avrupa’nın yapısal sorunlarının AMB’nin manevralarıyla ne kadar çözüleceği, kuşkulu. Kaldı ki AMB zaten suyun sığ tarafında kumda oynuyor. AMB’nin gizli patronu Almanya’nın altyapıya inşaata para harcayarak ekonomiyi canlandırma çabaları da kayda değer. Avrupa ekonomisi kısa vadelere sıkışmış durumda. Bütün bunlar Euro’yu düşürmeye yarıyor. Euro’nun düşüşü de genel ‘Kur Savaşı’na gerekçe oluşturuyor.
Kur savaşının diğer tarafı Japonya... Maliye o kadar bozuk ki, ülkenin borcu, bütçenin kat kat üstünde... Yani Japonya teknik olarak iflasta... Maliyeyi az biraz düzeltmek için perakende satışlardaki KDV ‘yi artırmaya çalışıyorlardı, tam bu arada ekonominin daraldığı haberi geldi. Yani Japon ekonomisi dikiş tutmuyor. Bütün parasal genişlemeye rağmen Japonya’nın büyüyememesi, ibretlik... Şimdi daha fazla likidite gerekiyor. Yenin düşüşe geçmesi tesadüf değil. Japonya kur savaşının diğer cephesi.
Ve Çin... Cuma günü ansızın faiz indirdi. Avrupa ve Japonya’nın yaptıkları ve yapacakları az çok tahmin ediliyordu da, Çin gerçek sürprizi getirdi...
Çin iki yıldır faiz indirmemişti. Kredi hacmini oynayarak ekonomiyi kontrol etmeye, büyümeyi çizgide tutmaya çalışıyordu, ama işe yaramadığı anlaşılınca radikal faiz indirimi adımı attı.
Çin’in sürpriz adımının iki büyük sonucu var: 1- Çin tahmin edilemiyor, öngörülemiyor. Öte yanda Çin yönetimi ‘Ne gerekirse’ onu yapıyor. Sinyor Draghi ‘Ne gerekirse yapacağını söylemiş’ orada kalmıştı. Piyasalar bir buçuk yıldır bu lafla oyalanıyor. Çin’in böyle bir ‘piyasa dostu’ taahhüdü yok, ama Çin konuşmuyor, yapıyor. Üstelik faiz indirip yuanı daha düşürdü, kur savaşında üzerine düşeni yerine getirdi.
2- Çin’in adımı net olarak dünyada risk iştahını artırdı. En umulmadık zamanda Çin’in daha çok emtia talep edeceği beklentisi ve genel risk iştahı körüklendi. Artık yeni bir düzlemdeyiz.
Ve Çin’in bu adımı FED’i iyice köşeye sıkıştırdı. Son tutanaklar, Amerikan Merkez Bankası’nın piyasayı ürkütmekten korktuğunu gösteriyor. Tutanaklardan, FED’in hâlâ enflasyon görmediği anlaşılıyor. Bunlar FED’in faiz artışından hâlâ birkaç fersah uzakta olduğunun göstergesi... Bu ortamda bir de Çin faiz indirince, FED’den faiz artışı bekleyenler ters köşede kaldı.
FED bu ortamda faiz artırırsa doları daha da fırlatır, Wall Street’i de çökertir. FED piyasa dostu olarak bu sürece başlamıştı. Şimdi yine piyasa dostu olarak kalmak zorunda. Piyasa FED’i rehin aldı ve -yoksa kendi bilir- havasında. Kur savaşı var ve ABD köşede. Hangi faiz artışı?..