Avrupa’da ekonomi canlı falan değil, yalnızca nefes alıyor... Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Japonya hem nefes alıyor, hem ağır aksak... İkinci büyük ekonomi Çin, nefes almak bir yana, istese koşarak rekor kırar, ancak yarışın bitiminde yere yığılmamak için yavaşladı... Birinci ekonomi hâlâ Amerika, onlar da koşamayacaklarını biliyorlar, yavaş yavaş yürüyerek ilerlemekten mutlular.
Dünya ekonomisinin durumu hiç parlak değil. FED ve Japon Merkez Bankalarının tam gaz para dağıtması piyasaları kurtardı, ekonomiyi ve sokağı kurtaramadı. Avrupa onu da yapmadı, lafla idare ediyor. Para saçılacağı vaadiyle Euro’yu düşürmeyi başardılar. Japonya olağandışı açılıp saçılarak yeni düşürmeyi başardı. Çin zaten gizliden kendi parasını düşük tutuyor. Ekonomiler temelden büyümezken merkez bankası marifetiyle ve kur etkisiyle büyüyormuş gibi yapıyorlar.
Bu manevralar doları yüksek tutuyor. ABD’nin yüksek dolara hiç tahammülü yok. Son haftalardaki kur hareketlerinin ABD’yi rahatsız ettiğini yazmaktaydık... Ses çıkarmıyorlardı ve sessizliğin ne kadar süreceğini merak etmekteydik... ABD Hazine Bakanı dayanamadı: Önceki gün, hem de G-20 zirvesi vesilesiyle ‘Kur savaşları çare değildir’ dedi...
Sözü Avrupa Merkez Bankası ve Japonya’ya idi... ABD bu iki bölgenin yapısal reformdan uzak durup merkez bankalarının üzerinden kibrit ateşiyle büyüyormuş gibi görünmesine itiraz ediyor. Yapısal reform dediği, hükümetler için ağır siyasi faturası çıkacak adımlar... ABD, Almanya’nın diğerlerini sıkboğaz etmesini istemiyor, enflasyon kaygısıyla Euro ekonomisinin boğulabileceğini söylüyor...
Cuma günkü veri Avrupa’nın üçüncü çeyrekte resesyondan kıl payı kurtulduğunu gösterdi, ama sağlam büyüme yok... ABD Hazine Bakanı bu gidişle Avrupa’nın -Kaybedilmiş bir 10 yıl geçireceğini- söyledi.
Bu kayıp 10 yıl meselesi Japonya’da görüldü... Japonya’nın kayıp en az iki 10 yılı var. Avrupa’nın ise 2008 krizinden beri debelendiği ve son on yıldır ortalama yüzde 0.2 büyüdüğüne bakılırsa, orada kayıp 10 yıl zaten başlamış ve sürüyor... Peki çare? Bir yoruma göre ABD kısa dönemde yen ve Euro’nun düşük kalmasıyla bu ekonomilerin sağlayacağı kısmi canlanmanın hem dünya hem ABD ekonomisine yarayacağını düşünüyor. Ama işi tadında bırakmazlar ve doları fazla yukarıda tutarlarsa, ABD de doları düşürmek için kendi yollarını tutacak... Zaten kur savaşları, ilan edilmemiş savaşlardır.
ABD için bu noktada 4 trilyon dolarlık bilmece şu: ABD yüksek dolardan rahatsızsa... Yüksek dolar ABD ve dünya büyümesine kılıç darbesi ise... Aynı zamanda FED faiz artışı konuşuluyorsa... Faiz artışı da doğal olarak doları yükseltecekse... ABD faiz artışına nasıl cesaret eder? Sağlam büyüme varsa, yüksek kura tahammül edilir. Sağlam büyüme yoksa, ABD’nin faiz artışı dahil doları yükseltecek her türlü numaradan uzak durması beklenir.
İşte FED’in sıkıntısı da burada... New York FED Başkanı ve Wall Street ile FED arasındaki teması sağlayan adam olan William Dudley önceki gün ‘Faiz artırmak için erken’ dedi. Hani veriler iyiydi, ekonomi toparlıyordu, coşuyor ve koşuyordu?..
Coşma, koşma hâlâ yok, FED ‘2015 ortasında faiz artırma noktasına gelmeyi’ umut ediyor... FED bu aralar faiz artıramayacağını görüyor. 2015 ortasında faiz artışı ihtimalini de ‘Artık o saate kadar da canlanma göremezsek, ayıp olacak, rezil olacağız’ diye telaffuz ediyor.
Dudley de faiz artış zamanı konusunda daha ayrıntı veremeyeceğini, çünkü şahsen kendisinin de bilmediğini söyledi. FED’in de bilmediğini, bilemediğini yazmaktaydık: Faiz artışını yapmakla görevli FED ne yapacağını ve ne zaman yapacağını an itibariyle bilmiyor. 6 ay önce de bilmiyordu... 16 ay önce de bilmiyordu... Hâlâ temenni ile gidiyorlar. Hele şu 2015 ortası gelsin, o zaman bakacağız... Tabii ondan önce kur savaşları ilanen başlayıp, yayılmazsa...