Alt lig takımları için çoğunlukla bir hedef değil ZTK. Ama o takımların oyuncuları için bir kendini gösterme ortamı. Bu nedenle, özellikle büyüklerle yaptıkları maçlarda kendilerini aşmaya çabalayarak oynuyorlar. Aslında bunu kendi liglerinde yapabilseler, asıl o zaman büyüyecekler.
Sonuçta bu maçta yapmaları gerekenleri yapabilmenin çabasını harcadı 1461!
İlk yarıdaki Beşiktaş tam tersine. Sanki yapabileceklerini yapmamaya bakıyordu! Kalabalık ama yavaş gitti rakibinin üzerine. Hani “ben geliyorum, kapılarını kilitle” dercesine yavaş, gereğinden çok ve anlamsız pasla! 1461 kendi alanında bekleyip, BJK’ın öne çıkmış adamlarının topla beslenecek yollarını kontrole aldı! BJK sahte baskınlarla oyalanırken, 1461 tehlikeli kontralara çıktı. Çıkabildi, çünkü BJK’ın yüklenirken boş alan bırakmak gibi bir yanlışı vardı.
İlk yarı sonuna doğru İsmail’in sakatlanması üzerine Quaresma’yı oyuna alıp, Olcay’ı sol beke çekti Şenol Güneş. Tosiç’e güvensizlik mi yoksa iki oyuncu değiştirmemek mi tam çıkaramadım. Olcay İsmail’i aratmadı dünkü oyunda. O aratmadı, ama kendilerini aratanlar vardı. Öncelikle Mustafa... Fırsat tepti bir kez daha... Gomez de kayıptı dün. Havasında değildi. Bir net fırsatı kullanamadı. Güneş onun yerine bu kez Gökhan’ı aldı. Tek forvete döndü. İkinci yarıdaki anlayış ve değişiklikler Beşiktaş’ı biraz hızlandırdı, ama bu da oyununu güzelleştirmeye yetmedi. Dahası gerekti, az pasla yol alması, pozisyon üretmesi gerekirdi. 1461 önce oynatmamaya programlıydı. Ne var ki topu kazandığında sahanın her yanından öne adam koşuyordu. Beşiktaş bunları kontrolde de zorlandı, bu sıralarda kazandığı topları hızla karşı atağa çevirmekte de yetersiz kaldı. Dünkü maçın özeti şu ki Beşiktaş ligin ikinci yarısına, eğer 1461 maçlarını temel alırsak hiç mi hiç hazır değil.