Kulüplerin Türkiye Kupası’na göstermediği özen, lig maçları için de bir algı erozyonuna yol açacaktır. Genç ya da yedek kadrolarla oynayan takımların kupaya boşvermiş ve isteksiz halleri, bir virüs gibi lig maçlarına da sızıp kulüpler içinde oyun ciddiyetinin yara almasına neden olacaktır.
Gerçi grup maçları sonrası elemeli sisteme geçildiği için, bu kez kupa maçlarında belirgin bir heyecan gözlendi. Fakat genel algı değişmedi. Kupa maçları dengeyi bozuyor.
F.Bahçe başkanı hemen her sezon “Gelecek sene kupa maçlarına katılmayacağız” sözünü diline dolasa da; böyle bir karar alma ve uygulama şansı, yetkisi, hatta hakkı yok. Tıpış tıpış maçlara çıkmak zorundalar.
Bu sözde önemli olan, kupaya karşı duyulan isteksizliğin bu denli yüksek volümde açığa çıkmış olmasıdır. Her sene her konuda kural değiştirip Türkiye Kupası’ını çorbaya çevirirsen, olacağı buydu. İngilizlerin ünlü anayasası Magna Carta’nın, tam 800 yıldır hiçbir maddesi değişmedi. Bu yüzdendir de, dünyanın en saygın anayasası... Oysa bizim Türkiye Kupası kuralları, değişmekten kevgire döndü. Eminim ki; seneye de başka bir statüde oynanır.
***
Eskiden bizim kupada, alt liglerden takımların sürpriz yapmasına olanak tanıyan bir yapıdaydı. Tek maç eleme sistemiyle oynanan maçlar, her an şok bir sonuca açık oluyordu. Geçmişte Lüleburgaz’ın F.Bahçe ve Beşiktaş’ı üst üste elemesi, bunun en parlak iki örneğiydi.
Ancak şimdi yayıncı kuruluşlar, böyle sürprizlerin olmasına izin vermiyor. Federasyonu baskı altına alarak grup maçlarını ısrarla istiyor. Çünkü bu durumda, olmadık takımlara yenilen 3 büyüklerin, diğer maçlarda bu kaybı kapatma fırsatları tanınıyor. Yenilseler bile etkisi yok... Böylece sona doğru büyüklerin bir arada olma oranı ve derbi maçları sayısı artıyor.
Ama onların aklı sıra, bu parlak fikirleri sayesinde ne değişti? Türkiye Kupası maçları külfet haline geldi. Tadı, tuzu, rengi, heyecanı kaçtı.
Kimileri de, kupa maçları naklen yayın gelirinden gelen paranın genel masrafı bile karşılamadığından yakınıyor. Bu görüntüye kimse daha fazla para vermez... Sen ciddiye al, adam gibi oyna, kaliteyi yükselt; fiyat da yükselsin.
Oturduğun yerden avanta yok!