Fenerbahçe’nin kalecisi ve geri dörtlüsü, bir önceki müthiş Benfica maçının kalecisi ve geri dörtlüsünden tamamen farklıydı! Ayrıca Stoch, Krasiç ve M.Topuz gibi sürekli forma bulamayanlar da ilk onbirde idi.
Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’yi ‘ikinci adamların yoğun olduğu’ bir onbir ile Avrupa Ligi kovalayan iddialı Kayseri karşısına çıkarması, öncelikle Benfica rövanşını sağlam bir savunma ile oynamak istediğini akla getirdi. O maça asılmaya daha uygun adamları dinlendirmeyi, yıpranmalarını önlemeyi düşünmesi doğaldı. Bu birincil nedenin yanı sıra dört maç kala 7 puan fark yemiş olmanın şampiyonluk umudunu kırması ve ikinciler yoğunluklu takımın da ligde iş yapacağını kanıtlamak gibi nedenler de sayılabilir. Hemen ekleyeyim ki maçı Fener’e ‘ikinciler’ değil, kulübedeki birinciler kazandırdı.
Kulüpler teknik adamların eline birkaç cephede yıpranmadan yarışabilecek geniş kadroları bu rotasyonlar için veriyor. Bu tür uygulamalara şaşırmamak gerekir. Kocaman’ın, kulübeye seçtikleri ile de gerektiğinde hamle yapabilecek önlemi aldığı açıktı.
Kayserispor Fenerbahçe’nin savunma bloğundaki yoğun değişikliği kalabalık hızlı hücumlarla değerlendirmeyi planladı. Topa fazla sahip olamadı, ama olduğunda çabuk çıkarak yaptığı baskınlarla erken bir gol buldu. Sonra kapanarak beklemesi, hücumu rastlantıya bırakması büyük hatasıydı. Ancak böyle devre sonunu buldu. İkinci yarıda da oyun ilkesi aynı kaldı. Taa ki beraberliğe düşene değin.
Aykut Kocaman, takımın baskı kurabilse de etkisiz kaldığını görünce iki verimsiz adamı Orhan ve Krasiç’i kenara aldı, Kuyt ve Sow’u ikinci yarı başında göreve sürdü. Fenerbahçe’nin baskın oyunu hemen kalite kazandı. Sow’un Kuyt’a verdiği pas da Kuyt’ın gol vuruşu da alkışa değerdi. Giderek oyundan düşen Stoch’un yerini Caner aldığında Fenerbahçe Kayseri ataklarına karşı hem direnç kazandı hem de biraz hırçınlık yüklendi. Caner çok öfkeli oynadı. Fenerbahçe’den şu iki önemli ders çıktı dün: Rotasyon yapılmalıydı, ama kadrodaki her oyuncu her zaman verimli olacak biçimde hazır tutulmak koşuluyla. Ve iddialı bir takımın kulübesi de mutlaka zengin olmalıydı.