Bu sezon 6 yabancı sahada, 4’ü tribünde olacak. TFF’nin bu kararına en çok itiraz eden de Galatasaray. Ancak; Kararı bir daha gözden geçirirken şu kanıya vardım; Bizde havuzdan pay alma sisteminde geçmişe dönük kriterler olduğu için üç büyükler daima diğerlerinden daha fazla pay alıyor. Bu da eşitliği bozuyor. Çok kazananlar daha iyi transfer yapma olanağına sahip olunca da şampiyonluklar büyüklerin tekelinde kalıyor. Süper Lig’in diğer 14 takımının büyüklerle mücadele etmesi imkansız gibi. Galatasaray Drogba’yı, Sneijder’i alırken diğerlerinin böyle transferler yapması imkansız oluyor. TFF’nin yabancı sınırlaması ve giderek azalması kararının olumlu yanlarını zorlarsak kulüplerarası dengeyi sağlaması açısından olumlu.
Ayrıca; TFF’nin yabancı oyuncuya; son iki yılda milli olmak, 25 yaşını geçmemiş olmak gibi kriterler de koymamış olması, uyanık menacerlerin vasıfsız ve yaşlı oyuncuları büyük paralar karşılığında transfer hovardası kulüplere pazarlamasına sebep oluyordu. Kulüplerarası acımasız rekabet de üç kuruşluk oyuncuyu milyon dolarlara taşıyor ve takımlarımız yaşlı oyuncuların son sahibi olarak milyon dolarları sokağa atıyordu.
Sınırsız yabancı, yerli oyuncuların fiyatını düşürür fikrine de hiç katılmıyorum; Elin yabancı çıkması beş milyon dolar ederse benim Eskişehirspor yönetimim de Alper Potuk on milyon dolar eder moduna girer. Deve bir akçe deve bin akçe. Seçmesini bileceksin!... Kulüplerimizin hovarda oluşları ve yabancılara para kaptırmaları yerli oyuncunun da fiyatının artmasına sebeptir. Yabancıya sınır gelince yöneticiler akıllanmaya mecbur kalacaklardır.
Alper Potuk örneğinde olduğu gibi iç piyasada Türk çocuklarının da önü açılacaktır.
Ayrıca; Sahada altı yabancı olması ve kulübede başka yabancı olmaması da bir zamanlar Mustafa Denizli’nin düştüğü ‘7. yabancıyı sahaya sürme’ olasılığını da engellemesi açısından çok olumlu bir karar.
Bütün bunları düşündükten sonra;
Galatasaray Başkanı Aysal, sınırsız yabancı ya da AB üyesi futbolcu gibi gerçeklerle bağdaşmayan inadından vaz geçmeli. Galatasaray’ın Süren ve Terim’le baraber sadece Hagi, Popescu ve Taffarel’le UEFA Kupası aldığını da hatırlamalıdır.
İyi bir takım yaratmanın yolu önce yasalara uyum, futbolcu seçiminde isabet ve de alt yapıdan yetişecek yerlilere güvenden geçer. Aysal iki yerde hata yapıyor; hem ayranı yok içmeye, hem menaceri yok futbolcu seçmeye. Sermaye artırımıyla halkın cebinden para çekmekle ve de menacer(!) Bülent Tulun’la bu işler olmaz! Türkiye, futbolda keskin kararlar almak durumundadır zira dünya sıralamasında dibe vurduk!
U20 bile umut vermiyorsa sınırsız yabancı hayaldir.
İşin doğrusu alt yapı gerçeğidir.