Fevzi Cüneydi'yi bütün dünya, kırk İsrail askerinin arasında, başı dimdik göklere yükselirken tanıdı. Gözleri İsmail Peygamber misali bağlanmıştı. Elleri kolları kelepçeli... Fevzi sadece 16 yaşındaydı. Tam savaş teçhizatıyla donanmış birer ölüm robotu gibiydi onu kuşatan İsrail askerleri. Ama Fevzi kırkına bedeldi o zalimlerin. Kırık camlarla doluydu korkak kalpleri zalimlerin... Bu nasıl büyük bir terslikti böyle? Canavarın avuçlarındaki ak güvercin, ilhamıydı cesaret ve onurun... Onca gücü kuvvetine rağmen, korkudan beyni atıyordu canavarın...
Kudüs'te epeydir tersinden okunuyordu şiirler... İşaret Çocuklarıyla, İşaret Meleklerine kalmıştı bütün işler...
Bağlıydı gözleri Fevzi Cüneydi'nin. Bütün fotoğraflarında başı dik, dimdik, dünyanın bütün dağlarından da dik, meydan okuyordu İsrail zulmüne. Fevzi'nin gözlerindeki o bağı çözseler misal. Onu göklerde neyi ararken, neye bakarken bulacaktık biz büyükler... Kırk İsrail haramisinin ortasında, niçin yalnız bırakıldığına hiç de gam yemeden, başını göklere dikmiş kime gülümsüyor bu çocuk... Belli ki bizim göremediklerimizi görüyor. Belli ki gökler onun zincirlenmiş omuzlarına iniyor o anda. Belli ki gökler şahidi bu cesaret şiirinin... Fevzi'nin başı dimdik kime gülümsüyor... Zülcenaha mı? Ki o atların en güzeliydi ve süvarisiydi Şehitlerin Şahı Hz. Hüseyin Efendimiz... Gözleri bağlı Fevzi'nin aklından neler geçiyor... Allah'ın meleklerini mi sayıyor içinden... Yağmur gibi akıyorlar mı o melekler, o anda Fevzi'nin üzerine, Kudüs'ün üzerine... Gözleri bağlı...
Ahed Temimi, tek başına uçsuz bucaksız bir buğday tarlası gibi. Dirençli, kendine yettiği gibi etrafına da cesaret bereketi saçan bir neferi Kudüs'ün... 16'sında bir kız, gözlerinde zeytin ağaçları, ah zeytin ağaçları, Allah'ın üzerine yemin ettiği zeytin ağaçları... Ahed, Salih Peygamberin köyünden. Allah yolunun bütün şehitleri ''salih''tir, görünür görünmez bütün ''salih''ler de Ahed'in sırdaşı... O, Hz. Zeynep annemizden almış olsa gerek cesur mizacını, köylerini evlerini basmaya gelen İsrail zorbalarına bir arslan parçası gibi gürlüyor. Yüzüne isabet etse yüzünü paramparça edecek mermilere tokatla cevap verecek kadar cesur ve yalnız... İsrail Milli Eğitim Bakanı, "Ölünceye kadar hücreden dışarı çıkamayacak" demiş Ahed için. İşgalciye tokat atmanın bedeli Filistinli çocuklara işte böyle öğretiliyor...
Ahed de Fevzi gibi askeri mahkemede yargılanıyor ve askeri cezaevinde tutuluyor. Resmi rakamlar tam olarak bilinmese de hukuk aktivistlerinin bildirdiğine göre İsrail hapishanelerinde 1500'ün üzerinde çocuk mahkum var. İşgalci İsrail Uluslararası hukuk antlaşmalarını ve denetimini kabul etmiyor. Çocukları istismar etmeye devam eden bir terör devleti İsrail...
Muhammed Tavil,Trump'ın Kudüs'ü başkent ilan etmesinin ardından sokağa fırlayan Filistinli gençlerden Muhammed de... Down Sendromu yaşıyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin bu çocuklarımız hemen tanınır, birbirine benzerler çünkü gülümseyen bir yüz ifadesi, herkesle selamlaşan, herkes arkadaşlık etmeye can atan bir mizaca sahiptirler, herkesler de onları el üstünde tutmaya çalışır, herkesler de onları incitmemeye özenir. Kötülük bilmez kimseciklerdir bu çocuklarımız... Bunu herkes bilir... İsrail zorbaları hariç... Muhammed'i İsrail askerlerince tartaklanırken, dövülürken gördü bütün dünya. O, çok fazla cümle kuramıyor... "Allahu Ekber" diyor. "Nefdik Ya Aksa" diyor. Dünyada kurup kurabileceği üç beş cümle var ama onun bütün sözlerini Melekler tamamlıyor... Öyle bir şeyden anlamaz da zannetmeyin onu. Kudüs için dünyanın haysiyetli avazı olan Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan Beyefendiyi görür görmez, "Rabia" işareti yapıyor. Öyle bir şeyden anlamaz da zannetmeyin onu. Cumhurbaşkanımızı görünce Tekbir getirerek koşuyor yanına, boynuna sarılıyor.
Kudüs'te tersinden bir şiir yazılıyor. "Yahu" diyor Tayyip Erdoğan, "Bizim Muhammed'e kurşun işlemiyor"...
O anda bütün mısralar ve vezinler yeniden diziliyor. Çocuklar, şehitler, yıldızlar, melekler, peygamberler, kitaplar, Kudüs için bir araya geliyorlar. Bir "Uzun Adam" dağılmış parçaları bir araya topluyor...