''İkisi birbirinden ayrı meseledir diyorlar. Halbuki Furkan, Filistin'den ayrılmaz...''
Filistin Devleti'nde meydana gelen vahim hadiselere mukabele amacıyla tertiplenen 7. Olağanüstü İslam Zirve Konferansı'ndan 30 maddelik bir nihai bildiri çıktı... Bildirinin giriş kısmında Kudüs girişimini başlattığı gerekçesiyle Türkiye'den ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan övgüyle bahsediliyor.
18 Mayıs 2018/ 3 Ramazan 1439 tarihinde gerçekleşen geniş katılımlı mitingin ardından imzalanan bu bildiri, umulur ki ümmet bilincini dirilişe geçirsin! ABD'nin Kudüs'ü İşgalci İsrail'in başkenti ilan etmesinin ardından çıkan eylemlerde 62 Filistinli kardeşimiz şehit edilmişti.
İslam İşbirliği Teşkilatı, bu deklarasyonla işgal atındaki Filistin topraklarında ve özellikle Gazze'de vuku bulan kasten öldürme ve yaralama fiillerini kınamıştır ve bu tel'in edilen eylemlerin sorumlusu olarak İsrail'i göstermiştir.
Bildiri, vahşi suç teşkil eden son olayların ABD desteğiyle gerçekleşmiş olduğunun tespit etmiştir. Uluslararası kamuoyuna İsrail işgalinin denetlenebilir ve hesaba çekilebilir apaçık bir insan hakkı ihlali olduğu duyurusu yer almaktadır.
Bildiride dikkat çeken bir konu da barış gücü yani askeri güce dair... Uluslararası barış gücü gönderme yolu da dahil olmak üzere Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması çağrısında bulunulmuştur.
İslam İşbirliği Teşkilatı ivedilikle oluşturacağı bir uluslararası komisyonla İsrail'in işlediği suçların tespiti, cezai sorumluluğunun belirlenmesi ve hazırlanan raporların uluslararası mahkemelere sunulmasını karara bağlamıştır. Birleşmiş Milletler de benzeri bir araştırma komisyonu oluşturarak kurbanların ve mağdurların adalet taleplerini soruşturmalıdır.
Bildiride bir diğer teşekkür de Kuveyt'in Birleşmiş Milletlerdeki haklı ve acil talebiyle ilgili... Arap Ligi, Avrupa Birliği ve Afrika Birliği gibi kuruluşlarla eşgüdüm sağlanarak Filistin davasının dünyada kamuoyu oluşturmasına dikkat çekilmiştir.
Bildirinin bel kemiğini teşkil eden madde, Kudüs'ün Ümmet için aziz ve mukaddes değeriyle ilgili... Filistin davası ve Kudüs-ü Şerif İslam Ümmeti bakımından merkezi önemdedir... Ve Bildiri, Dünyayı Filistin Devletini resmen tanımaya davet etmektedir.
İslam İşbirliği Teşkilatı, ABD'nin Kudüs'ü işgalci İsrail'in başkenti ilan etmesini ve büyükelçilik açmasını kınamaktadır.
Kudüs-ü Şerif, Filistin Devleti'nin ebedi başkentidir.
Bildirinin ekonomik ambargolarla ilgili olarak aldığı kararlar da dikkat çekici... ABD yönetimini takiben büyükelçiliklerini Kudüs'e taşıyacak ülkelerle ilgili alınacak siyasi ve ekonomik tedbirlerden söz etmesi belki de ilk kez resmen gündemimizde. İsrail'de üretilen ürünlerin piyasaya girmesini önlemek gibi ciddi bir ekonomik boykot kararı da dikkat çekici...
Bunun yanı sıra bildiride, ABD yönetiminden işgal ve zulme destek vermemesini talep etmek gibi cılız maddeler de var. 26. maddede Kudüs'ün İslami ve Hristiyani unsurlarına bir arada atıf yapılması dikkat çekici... Bildiriye göre İslam kimliği ile Hristiyan kimliği ayırımsız bir şekilde korunma altında olacaktır.
Bildirinin son maddesi göç ve sürgündeki Filistinlerinin eve geri dönüş hakkından bahsediyor. . Nakba sırasında Filistinlilere uygulanan etnik temizlik ve cinayet suçlarının BM nazarında tanınması gerektiğini söylüyor.
Filistin hakkında şimdiye kadar yaptığımız Kınama ve Bildiriler kanıksanmış bir ezberin yorgunluğunu yüklese de omuzlarımıza, hukuk; uzun soluklu, sabırlı, vazgeçilmeyen taleplerle kuruluyor...