Kanal D’nin yeni dizisi Küçük Ağa, ilk bölümüyle Salı gecesini birinci bitirdi. Canım Ailem’den beri bu tarz sıcak aile dizisi izlemiyorduk, bu anlamda bir boşluğun doldurulmasından söz edebiliriz. Dikkat çeken bir diğer nokta Küçük Ağa’nın zamanlaması. Kanal D boşluğu gördü ve diziyi doğru yerde yayına soktu. O boşluğu açayım biraz, Show Tv, Salı gecesi Benim İçin Üzülme yerine Recep İvedik serisine gitti. Star Tv, geçen hafta, Entelköy, Efeköy’e karşıyla iyi film seçmişti bu hafta Karaoğlan tutmadı.
Atv’de de Kaçak, uzun özette verdiği seyirciyi yeni bölümde alamadı.
Böyle bir ortamda Kanal D, Küçük Ağa’yı yayına sokarak hem beklediği sonucu aldı hem de AB Grubu’nda Çalıkuşu’yla ikinciliğe oturdu. Televizyonculukta sizin yaptığınız kadar karşınızdakilerin ne yaptığı ya da yapmadığı da önemlidir diye yazıp duruyorum.
Mesela Küçük Ağa’yı şu an Muhteşem Yüzyıl’ın karşısına koyarsanız birinci gelemezseniz, hesap kitap işleri bu noktada önemlidir. Bakalım diğer kanallar Kanal D’nin bu hamlesine ne karşılık verecekler?
40 dakikalık sit-com
Acun Ilıcalı, TV8 için 40 dakikalık diziler hazırlama kararı almış. Haber bülteni kaldırması ne kadar yanlışsa bu karar da o kadar doğru geldi bana.
Türkiye’de dizilerin bölüm başı maliyetleri yüksek. Kanallar o maliyeti karşılayabilmek için 90 dakikalık diziler sipariş ediyor, fazla reklam kuşağı açıyor, tanıtım, özet, reklam derken 120 ila 135 dakikayla gece bitiyor.
Bir dizi tutturan kanal bu sayede tüm geceyi kurtarmış oluyor ama dizilerin kalitesi de fena halde aşağıya iniyor.
Acun Ilıcalı’nın evrensel süre 40 dakikalık diziler ve özellikle de sit-com tercihi doğrudur. Bu maliyetlerle diğer kanallar hemen bu işin peşine takılmazlar ama zaman içerisinde bazı şeyler değişebilir...
Rejiye fırça atmak
Okan Bayülgen farklı ya da farklı görünmeyi seven hallerini sürdürüyor.
Önceki gece Haberturk Tv’deki programında önce kj’ler sonra da reklam zamanı için rejiyi fırçaladı. Hiç sempatik gelmiyor bu haller seyirciye ya da “Şu Okan ne farklı, düzen bozucu adam” falan dedirtmiyor. Özü sözü bir samimi adam havasıdır bu.
Fatih Altaylı, Teke Tek’e başladığı 1995 yılında yapardı böyle işler sonra vazgeçti kısa bir süre önce seyirci fırçalıyordu ama neyse onu da bıraktı. Okan Bayülgen televizyonculukta bir dönem çok sayıda yeniliğe imza atmıştı şimdi eski dönem yollarına sapmamalı...