Son yıllarda en sık görülen sağlık şikayetlerinin başında kronik yorgunluk geliyor. Hormonlar, bağışıklık ve kas iskelet sistemini etkileyen hastalığa karşı psikiyatrik destek almak şart.
“Doktor bey çok yorgunum. Tatil yapıyorum, spor yapıyorum, sürekli uyuyorum, ama bir türlü dinlenmiş hissedemiyorum’ diye gelen bir insanda ilk aklıma gelen şey tabii ki ‘Kronik Yorgunluk Sendromu’ oluyor. Hastalık sıklıkla depresyon ve kaygı bozukluklarıyla karıştırılıyor ve gözden kaçırılıyor.
Kronik yorgunluk Sendromu’nun sebebi ve başlangıcı tam olarak kestirilemiyor. Yorgunluk devamlı ve tekrarlayıcıdır ve yanısıra şu belirtiler görülür:
-İş, eğitim, hayat aktivitelerinde azalma
-Unutkanlık ve dalgınlık
-Dikkat sorunları
-Boğaz ağrısı
-Lenflerde hassasiyet
-Kas ağrıları
-Eklemlerde kızarıklık veya şişlik olmaksızın ağrı olması, baş ağrısı
-Sabah uykulu olma halinin devam etmesi
-Yapılan bir iş sonrası
24 saatten fazla sürede geçen kırıklık
-Karın ağrısı, ishal, bulantı, şişkinlik
-Kronik öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, kulak ve çene ağrısı
-Sersemlik, ağız ve göz kuruluğu
-Gece terlemesi, horlamada artış,
-Cilt hassasiyeti, uyuşma
Dinlenerek geçmiyor
-İlk hedef stresi kontrol etmektir. Bunun için düzenli hayat tarzı, hafif fiziksel egzersizler, sağlıklı beslenme, yeterince su tüketme ve ideal kiloyu koruma kronik yorgunlukla başa çıkmada temel olan etkinliklerdir.
-Uyku ritmine dikkat etmek gerekir. Gece 24:00’te başlayan uyku sizi dinlendiriyor.
-Alkol ve sigarayı azaltın.
-Mutlaka doktora görünün.
Travmayla da ilişkisi var
Travmatik olaylardan sonra gelişen en sık belirti aşırı yorgunluk ve isteksizlik halidir. Kişiler bir zaman sonra “hayatta hiçbir şey için mücadele etmenin anlamı yok” noktasına geliyor. O yüzden kronik yorgunluk sendromu olan kişinin geçmişi sorgulanmalı ve travmaları varsa bir psikiyatrik desteğe yönlendirilmelidir. Nitekim bu sendrom, iç hastalıklarını ilgilendirdiği kadar, belki de daha fazla psikiyatriyi ilgilendiren bir konudur.