
CHP'nin "Parlamenter Sistem"e dönme planı duyuruldu.
23 Mart'ta ön seçim olacak.
İmamoğlu tek aday olarak yarışacak.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Erdoğan'a rakip olacak.
Sonra Cumhurbaşkanı seçilecek.
Sonra "Parlamenter Sistem"e dönüş için anayasa değişikliği yapılacak.
Sonra İmamoğlu istifa edecek.
Türkiye, yeniden seçime gidecek.
Yavaş Cumhurbaşkanı seçilecek.
İmamoğlu Başbakan olacak.
Sonra CHP "İkinci Yüzyıl"ı inşa etmek için kolları sıvayacak.
Millet de tüm bu süreç boyunca sürekli "CHP" diyecek.
Müthiş plan...
Açık söyleyeyim Nasreddin Hoca'nın "Koyunlar çite takılacak" fıkrası aklıma geldi...
Ve yine açık söyleyeyim böyle uzun ince bir yolda İmamoğlu, Yavaş'ı kıtır kıtır yemenin yollarını arayacaktır. CHP medyasındaki savaş bile durumun en açık işareti...
Erdoğan mı, o Güney Asya turunda "Türkiye Yüzyılı"nı inşa etmek için çalışıyor. Malezya'dan Endonezya'ya geçti. Sonra da sırada Pakistan var. İmamoğlu ise bu süreçte AKOM'a geçmeye bile üşendi... Millet yollarda perişan olup, tepkiler artınca AKOM'dan birkaç poz verdi...
Kendi gündemine döndü.
Malezya Başbakanı Enver İbrahim'in, Erdoğan'dan söz ederken kullandığı, "İslam aleminin lideri, onu ağırladığımız için çok şanslı hissediyoruz" gibi ifadeleri duyunca; "Türkiye dışarıdan CHP'nin gördüğünden farklı mı görünüyor?" diye düşünmeden edemedim...
Ne diyelim...
Takdir milletin...

"KENT UZLAŞISI" KOMPLİKASYONU
Atalarımız, "Dün yediğin hurmalar, gün gelir bünyeyi tırmalar" diye boşuna dememiş... CHP, yerel seçimde başarılı olabilmek için Kandil güdümlü "Kent Uzlaşısı"nı icat etti.
Seçim kazanıldı. Sıra diyet ödenmesine geldi...
Başkan yardımcılıkları, daire başkanlıkları, genel müdürlükler, taşeron işler, alt kadrolar DEM'lilere pay edildi.
Tabii mesele DEM'e havale edilince ister istemez devreye Kandil siyaseti girdi...
Terör örgütü PKK/KCK yapılanması DEM'li belediyelerdeki kadrolaşmayı CHP'li belediyelere de taşıdı. Ancak siyaset başka, hukuk başka...
Zira DEM'liler CHP çatısı altında belediyelere sızmaları durumunda dokunulmaz olacaklarını düşünüyordu. Öyle olmadı...
DEM Kadrosundan, CHP'ye sızan isimler tek tek belirlendi, takibe alındı... İltisakları tespit edilenlerle ilgili de soruşturma süreçleri başlatıldı.
Yani CHP, "Kent Uzlaşısı"nın yan etkileriyle yüz yüze kaldı.
İstanbul'un 12 ilçesinde eş zamanlı operasyon düzenlendi.
Operasyonda, Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcılarının da aralarında olduğu 10 kişi gözaltına alındı. Ben bu satırları yazarken süreç devam ediyordu. Burada dikkat çekmek istediğim mesele şu CHP'liler de durumun farkında olmalı ki eskisi kadar çok sesleri çıkmıyor. Hatta Ataşehir Belediyesi, yargı kararını dahi beklemeden, Başkan Yardımcısı Livan Gür'ün adını jet hızıyla internet sitesinden kaldırdı... Bakalım mesele nereye gidecek?

KIYAMET KOPAR
ABD Başkanı Trump, HAMAS'ı böyle tehdit ediyor.
"Cumartesi günü İsrailli esirler teslim edilmezse, Gazze cehenneme döner, kıyamet kopar" diye açıklamalar yapıyor.
Peki HAMAS bu tehditlerden korkar mı?
Net söylemek gerekirse hiç sanmıyorum.
Zira HAMAS üyeleri çoktan ölümü öldürmüş...
Şehit olmayı en yüksek paye olarak gören insanlar topluluğunu Akdeniz'e getirdiğiniz uçak gemileri ile korkutup sindirmeniz mümkün değil. Zaten İsrail bir buçuk yıldır Gazze'yi bombalıyor.
ABD tüm gücüyle destek veriyor. Ama yine de Gazzelileri pes ettiremiyorlar. Bu yüzden "Barış getireceğim" diye seçimi kazanan Trump hızlı bir şekilde prestijini eritiyor.
Cumartesi günü ne olacak hep birlikte göreceğiz.
Ancak İsrail'in de 14 bin civarında askerinin soykırım saldırılarında sakat kaldığını, kolunu bacağını kaybettiğini unutmayın. Yani öyle uzaktan füze atmak başka bir şey, sahaya inip kora kor mücadele etmek başka bir şey... ABD'nin Afganistan ve Irak'tan yaptığı katliamların ardından çekilmek zorunda kalmasını, Suriye'de tüm planlarının akamete uğramasını da unutmamak gerekiyor. Bu yüzden İslam dünyasına, Araplara düşen bu tehditlere, meydan okumalara karşı cesur davranmak olmalı... Zira Filistinliler Siyonizm'in sürgün planına karşı kanının son damlasına kadar direnmeye hazır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Malezya'dan verdiği mesajla bitirelim...
"Filistinlileri, binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sürgün etmeye yönelik tekliflerin, bizce ciddiye alınır bir tarafı yoktur. Filistin halkına ikinci bir Nekbe yaşatmaya, Allah'ın izniyle kimsenin gücü yetmez, yetmeyecektir."