Yaklaşan 1. Dünya Savaşı'ndan hemen önce toplanan II. Enternasyonal'de, sosyal demokrat partiler savaşı önlemek yerine kendi ülkelerindeki işçi sınıflarının sömürüden pay almalarını istediklerinden, burunlarının dibine gelen savaştan hiç söz etmemişler. Çünkü emperyalist ülkelerin işçi sınıfları, kendilerine sağlanan refah düzeyinin sömürülen ülkelerden geldiğinin bilincindedir.
1. İngiliz İşçi Partisi iktidarda olduğu dönemde, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı’nı desteklediği ve yardım ettiği için, Sovyetleri suçlamış, Türklerin yerinin Asya bozkırları olduğunu savunmuş. Müttefik devletlerle birlikte 1914 yılında Çanakkale Boğazı'na İngiliz donanmasını gönderen, Liberal Parti-İşçi Partisi koalisyonudur. Aynı koalisyon İstanbul'un işgal emrini de verir.
2. Süveyş bunalımı nedeniyle İngiltere'nin emperyalist amaçlarla Mısır'a saldırma kararının altında gene İşçi Partisi’nin, liberallerle birlikte imzası vardır. (1956)
3. Hindistan'ın bölünerek birçok kanlı etnik savaşın çıkmasına ve ülkenin Hindistan-Pakistan diye bölünmesine katkıda bulunanların başında gene İngiliz İşçi Partisi gelir.
4. Yugoslavya'yı işgal emrini verenlerse Fransız Sosyalist Partisi’yle, Alman Sosyal Demokrat Partisi ve İngiliz İşçi Partisi’dir.
5. Belçika ve Hollanda Sosyal Demokrat Partileri de, kendi sömürgelerinde emperyalizme karşı yapılan bağımsızlık mücadelerine karşı hep sömürgeci şirketlerin arkasında durdu. Bu şirketlerin ödediği vergiler kendi ülkelerindeki refah düzeyine katkıda bulunuyordu çünkü!
6. Afganistan ve Irak'ın işgal kararlarını veren gene İngiliz İşçi Partisi'dir. Bu ülkelerin başına kuklaları oturtup emperyalist sömürüyü devam ettirdi. ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi’ni İsveç'ten, Almanya'ya, Fransa'dan İngiltere'ye kadar destekleyen Avrupa'nın bütün sosyal demokrat partileridir. Burada amaç ezilen işçi sınıflarını kollamak değil Shell ve BP'nin çıkarlarını gözetmekti. Tony Blair, Endonezya'daki İngiliz şirketlerinin çıkarları adına Suharto'yu desteklemeyeceğini açık açık söyledi böylece de Suharto'nun devrilmesinden İngiltere'nin sorumlu olduğunu ilan etti! Dünya sosyal demokratlarının ve emperyalist ülkelerin işçi sınıfları refah içinde yaşasın diye devşirilen, yoksul halkları çuluna çaputuna göz dikenlerle ilgili daha çok örnek vermek mümkündür elbet.
Burada unutulmaması gereken, varlığını ve refahını sömürüye bağlayanların dünya görüşüyle, sömürüye karşı direnenlerin ideolojisinin her zaman çelişki içinde olduğu gerçeğidir.