FIFA yeni futbol dünya sıralamasını açıkladı ve Türkiye 38. sırada gözüktü.
İki ay önceki sıralamada 32. sırada idik, altı basamak geriledik.
32. sıra bile zaten yeterince kötü idi, bu altı sıra düşüş tüy dikti.
İçeride futbolle yat, futbolle kalk, sonra da dünya sıralamasında 38. ol, bu durum bile zaten başlı başına bir rezalet.
Futbolcular çok iyi paralar kazanıyorlar, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) da çok parası var, reklam sektörü-futbol ilişkisi çok iyi ama sonuçta gelinen nokta dünya sıralamasında 38.lik.
Perşembenin gelişi zaten Çarşambadan hatta haftanın tüm günlerinden belli idi.
Brezilya'ya gidemedik, son Avrupa kupasına da katılamadık.
Bu sefer de Avrupa kupası elemelerine nüfusu Şişli kadar olan bir ülkeden üç yiyerek başladık.
Umarım Fransa'da yapılacak bu Avrupa Kupasına katılmak mümkün olur.
Şayet olmaz ise de işin iyi tarafını görmek gerekebilir, ülkemiz Türkiye'de futbolün kaymağını yiyen bir yönetici kesim sistem dışı kalır, daha doğrusu kalmak zorunda olur.
Bunun da bizim ülkemizde bir garantisi yok, bunu da unutmayalım.
Galatasaray, yaş ortalaması 22 olan Anderlecht'i kendi sahasında yenemiyor.
Trabzonspor-Fenerbahçe maçını seyrettik, doğrudur, olaysız bir maç oldu, bu çok iyi ama aynı zamanda futbol de pek yoktu.
Bu sezona büyük ümitlerle başlayan Beşiktaş da çok büyük ölçüde aksamaya başladı, Yunanistan'da Süper Lig'e çıkalı daha beş sene olmuş bir takımı, Asteras Tripoli, yine içeride yenemedi.
Dört büyük takımımız böyle iken Milli Takımın harikalar yaratması da zaten düşünülemez, ülke sıralamamız da 32. den, 38'e düşer, normaldir.
Normal olmayan, bu manzara karşısında TFF'nin kayıtsız kalmasıdır, en azından bir istifa bile düşünülmemektedir.
Türkiye şike ile sallandı, UEFA'dan, CAS'dan cezalar yedik, TFF yine ağzını açmadı. Merak ediyorum, bu TFF koltuklarını bu kadar cazip kılan nedir?