Daha ikinci dakikada patlak verdiği için, hemen yazının da başında belirtmek gerek... Vida’nin Yatabare’ye arkadan çok tehlikeli şekilde kayarak çift dalması; (Güncellenen FIFA kararları gereği), doğrudan kırmızı karttır. Maçın henüz başı olduğu için hoşgörü göstermek, uluslararası hakemlik literatüründe yoktur. Ama Türkiye’de büyükleri kollamak gibi-neredeyse zorunlu bir görev-vardır. Ama hakem penaltı pozisyonunda, Vida’yı atmak zorunda kaldı.
İşin tuhafı; Quaresma’nın da, çift sarıdan atılması gerekiyordu. Fazla ve tehlikeli biçimde kaldırdığı ayağıyla, rakibinin canını yaktı ama; ikinci sarıyı görmediği için, büyük takım kontenjanından yırttı.
***
Maça Beşiktaş değil, Konya hakim başladı. Hatta Yatabare, yandan gelen harika ortaya; hangi ayağı ile isterse, kolayca vurabilirdi. İkisiyle de vuramadı... Mutlak pozisyon güme gitti.
Neyse ki, penaltı golü imdatlarına yetişti. İhraçla birlikte, doğru karardı.
1-0 geriye düşüşte; “İsveç’ten yorgun geldi” mazereti, kötü oyuna haklılık getirir mi; emin değilim. Bütün Avrupa bununla baş ettiğine göre, Beşiktaş da bu işin altından kalkmak zorunda...
***
Aslında Beşiktaş’a kötüydü demek bile doğru değil, çünkü devreye kadar hiçbir şey yapmadı, yapamadı. Halbuki topa sahip oranında, bayağı öndeydi. Fazla önemi yok. Çünkü çocuklar ellerindeki oyuncakla iki saat uğraşsalar da, bir şey üretmezler. O hesap...
Konya, Medel’in hareketi için verilen penaltıyı kaçırınca; maçın kırılma anı oldu. Maç bir anda rayından çıktı, goller akmaya başladı. Beşiktaş kötü olmasının bedelini ucuz ödedi.