Kötü gidişe fren

Ligde bazen küçükler, büyük takım bekler. Çünkü o sıra o büyük kötü durumdadır. Kimi teknik adam böyle maç kovalar. Çünkü bir yandan “bak bir büyüğü yendim ben” demek için, bir yandan takıma güven kazandırmak, özgüven yüklemek için. Yenilirse de, dert etmez, büyük takıma yenilmiştir!

Kayseri ligde sonuncu! Ve Beşiktaş altı haftadır, ‘büyüklüğüne uygun düşmeyen’ bir sıradanlık içinde. Kayseri’nin gözüne kestirdiği, yenmekle hem üç puan hem de büyük moral kazanacağı bir rakipti Beşiktaş. Bu yüzden iştahı kabarıktı. Beşiktaş da zirve yarışına tutunmak için bir çıkış aramaktaydı. 9 haftadır maç kazanamayan Kayseri’nin durumu da Beşiktaş için bir iştah açıcıydı.

İkisi de kazanmaya inançlı ve istekli olunca mücadelenin de bir ışığı oluyor. Beşiktaş, tam saha baskı uygulayarak, tek top oynamaya özen göstererek erken bir gol peşine düştü. Kısa bir süre etkisini kabul ettirdi, ama Kayseri hemen dengeyi kurdu. Maç her an her şey olabilecek bir akış kazandı. Beşiktaş ofsayt sayılması gereken bir pozisyonda golünü kazandıktan sonra, Kayseri daha maça asılır bir yapıya büründü. Kanatları etkili kullanarak üstüne gitti Beşiktaş’ın. Yüklenmesi oyun alanları açınca Beşiktaş çabuk top kullanarak öne çıktı ve bu anlarda çok etkili oldu. Almeida ve G.Töre yakaladığı fırsatları gole çevirecek iyi vuruşlar yapabilselerdi farka ilk yarıda ulaşacaktı.  İkinci yarıda Kayseri’nin iştahı gene yerindeydi, ama Beşiktaş’ınki kayıptı! Bu Kayseri’ye büyük avantaj oldu. Maçı yönlendirmeye başladı. Biliç, elini işe sürmeyen etkisiz G.Töre’yi alıp Necip’i sahaya sürerek orta alandaki cılızlaşmayı durdurdu. Almeida’yı alıp Eneramo’yu koyarak hücumda daha çok top tutabildi. Oğuzhan’ın yorulmasının önlemi de Kerim’in devreye girmesi oldu.

Farklı amaçlar için arayışta olan iki takımdan Beşiktaş istediğini aldı maçta. Ancak Beşiktaş’ın kimi sorunları sürmekte. Bir kere ‘tedirgin oynamak’ gibi yeni bir sorunu var. Ayrıca G.Töre durgunluğa demir attı, onu kazanmak; Motta’nın hırçınlığına gem vurmak gerekiyor... Ve bir de maçın hakemi Mustafa İlker Coşkun’un sarı kart yorumlarının yeterliliğini gözden geçirmek gerek...