Olağanüstü günlerden geçiyoruz. Sadece Türkiye için değil. Planetin karşı karşıya kaldığı bir büyük sınav bu.. Ve hepimiz aciziz, hepimiz çaresiz. Devletler, hükümetler, uluslararası birlikler herkes başını almış ellerinin arasına izliyor.. Haftalardır eller nasıl yıkanmalı, bir tanıdıkla nasıl selamlaşılmalı falan buna çalışıyor insanoğlu.. Amerika da olsan farketmiyor Avrupa da olsan, Çin de..
***Fakat hepimizin çok çok iyi bildiği bir şey daha var ki, bu günler gelip geçecek. Yaşadıklarımız insanlığın kıyameti değil. Her sorunu hallettiğimiz gibi bunu da halledeceğiz inşa’Allah.. Bakın Çin’e. Yeni yerel vakayı durdurdu. Ölümleri en aza indirdi. Olacak.. Hepsi olacak.. Ama anlaşılan o ki biraz zaman alacak. Tedbir alacağız.. Bulaşmayı önleyeceğiz. Otoriteye boyun eğeceğiz. Virüse efelenmeyeceğiz. Çok bilmişlik yapmayacağız. Halledeceğiz.. Bu karanlıktan çıkacağız Allah’ın izniyle.. Tıpkı bir kaç ay önceki gibi kaldığımız yerden hayatımıza devam edeceğiz. O günler geldiğinde ne olacak biliyor musunuz? Bugünlerin de hesabını soracağız.. Kimden mi?
***Fırsattan istifade işten adam çıkaran firmalardan.. Yarın bir gün bulunmaz olur deyip depoya makarna/un stoklayan marketten.. Dün 2,5 liraya aldığı kolonyayı 20 liradan satan esnaftan. Herkesin kapattığı yerde ben dükkanı açık tutup parsayı toplayayım diyen bu yüzden çalışanlarını riske atan işletmelerden.. Kendini korumaya almışken çalışanlarının maske takmasına bile izin vermeyen patronlardan.. Bir test için bin beşyüz lira isteyen laboratuvardan.. Bütün maskeleri toplayıp yüksek fiyattan satanlardan.. Herkesten hesap soracağımız günler uzak değil.. Geçenlerde Ural Aküzüm hatırlattı.. Bu salgın, virüs, büyük kazalar, gizemli hastalıklar, yeryüzü kıyameti gibi konular Amerikan sinema endüstrisi tarafından defalarca işlendi.. Independence Day, Titanic, Deep Impact ve daha pek çok filmde büyük korkuyu yaşayan insanları gördük değil mi? Ve hepsinde ya parasıyla ya da nüfuzuyla ayrıcalık almaya kalkanlar vardı. Hepsi kaybetti iyiler kazandı, hatırlasanıza.. Bu kötü günlerin kazananı da iyiler olacak.. İşler düzelene kadar kira almayan ev sahibi, evine yolladığı halde çalışanının maaşını aksatmayan işveren kazanacak. Kolonyayı alış fiyatından satan eczacı, mahallesindeki yaşlıların alış-verişini gönüllü olarak yapan delikanlı kazanacak.. Diğerlerine biz yapacağımızı biliyoruz zaten..