Geziden sonra başladı saldırınız.
Yalan,dolan, tezvirat ile açık hedef gösterdiniz.
Tıpkı Hrant Dink’e, Ahmet Kaya’ya ve bilumum kanına girdiğiniz diğer isimlere, kurumlara yaptığınız gibi.
Sizin hedef göstermenizi emir telakki addeden terör örgütleri, harekete geçmekte gecikmedi.
Bize yönelik ilk terör saldırısını 24 Temmuz’da gerçekleştirdi.
Hedefinizde Star Medya çalışanları vardı. Yemek yediğimiz yerin hemen yanı başına zaman ayarlı bomba koydunuz.
Güvenlik görevlilerimizin fark etmesi neticesinde büyük bir facia önlendi.
Saldırıyı emir eriniz, MLKP terör örgütü üstlendi. Üstelik terbiyesizce tehditlerini de sürdürmeyi ihmal etmedi.
Eğer kendilerinin rahatsız olduğu yayın çizgimizden vazgeçmezsek bir sonraki saldırıdan bu kadar şanslı kurtulamayacağımızı söylediler.
Milli menfaatleri destekleyen çizgimizden vazgeçmemezi istediler. Reddettik.
Öyle anlaşılıyor ki ikinci saldırıyı aradan geçen zamanda planladılar.
Bu kez Star Medya Grubumuzun Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak’ı hedef aldılar.
Evinden işyerine gitmek üzere yola çıkan makam aracını önce hafif çarpmayla durdurup ardından çapraz ateşe almak herhalde basit bir korkutma olmasa gerek.
Yüzleri maskeli 3 terörist Murat Sancak’ın bulunduğu makam aracına 22 kurşun sıkarak direk öldürmeyi hedeflediler. Koruması ve şoförü karşılık verince hedeflerine ulaşamadan kaçtılar.
Türk medya tarihinde bir medya patronunu hedef alan ilk saldırı bu.
Kimler bizi hedef gösterdi, gösteriyor hatırlamakta fayda var.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır’da meydanda toplanan kalabalığa Star Gazetesi sallayarak, her mikrofona adımızı haykırarak yaptı bunu.
Bir başka siyasi parti, CHP’nin Genel Sekreteri Gürsel Tekin, Star Medya, Türk Medya ve diğer benzer duruş sergileyen medya gruplarına seçim sonrası el koyacağını açıklayarak yaptı bunu.
Doğan Medya grubu geri durur mu? Durmadı tabi...
Başta köşe yazarları Ertuğrul Özkök ve Ahmet Hakan Coşkun olmak üzere yazdıklarıyla bizi, meslektaşlarını açık hedef gösterdiler.
Star Gazetesi yazarı Ahmet Kekeç 24 yayınında Aydın Doğan’a açık çağrıda bulundu, sorular sordu.
Kekeç konuşmasında “Hürriyet Gazetesi’nin internet sitesini yöneten Bülent Mumay geziden bu yana bizi hedef gösteren yayın çizgisi izliyor. Siz bu yayın çizgisini onaylıyorsanız size “terör destekçisi” dememizden neden alınıyorsunuz? Onaylamıyorsanız Bülent Mumay bu yayın politikasını nasıl hala devam ettiriyor? Neden hala o ismi internet sitenizin başında tutuyorsunuz?” diye sordu.
Bir soru da ben sorayım.
Bu suikast girişimini Hürriyet internet sitesinde herhangi bir işadamının basit bir saldırıya uğramış gibi göstermesini nasıl izah ediyorsunuz?
Basın özgürlüğü
Başta Doğan Medya olmak üzere paralel medya ve türevleri Basın özgürlüğünden bahsediyorsunuz. Koca koca puntolarla yayın ilkeleri açıklıyorsunuz.
Öyle anlaşılıyor ki basın özgürlüğü sadece sizin için geçerli. Yoksa bize yapılan bu saldırının binde biri size yapılmış olsaydı ülkeyi ayağa kaldırırdınız.
Öyle değil mi?