Çinli yetkilinin Cuma günü ‘Kore’de savaş her an kopabilir’ demesinin ardından, oturup pazartesi gününe ‘Kore Yarımadasında Tırmanma ve Savaş Senaryoları’ üzerine yazı yazmamız, olsa olsa ‘cüret’ faktörüyle açıklanabilir... Yazı basılana dek patırtı kopmayacağına dair garanti yok. Ama yazının Pazartesi günü de okunur olacağına güveniyoruz.
Biz yazarken Kuzey Kore henüz nükleer deneme yapmamıştı. Sadece ABD’den, ‘nükleer deneme yaparsa ve sonrasında’ diye çok net olmayan bir ihtimal senaryosu ve bu senaryo olursa, ABD’nin Kuzey Kore’yi bombalayacağı uyarısı gelmişti. Gerçi isimsiz yetkililerden gelen bu ‘bombalarız’ uyarısını başka isimsiz yetkililer yalanladı.
O yüzden en kısa vadede ihtimaller şöyle:
a- Kuzey Kore nükleer deneme yaparsa:
Ve buna karşılık ABD Kuzey Kore’yi bombalarsa, ortalık karışır.
b- Kuzey Kore Nükleer deneme yapmazsa:
Kore korkmuş olamaz, korktuğu anlaşılırsa rejim çöker. Olsa olsa Çin durdurmuş olabilir.
Çin devredeyse, ardından ‘görüşme’ süreci başlar ve durum bir süre yatışır.
- Peki Nükleer deneme neden önemli?
Kuzey Kore 2006’dan beri 5 atom bombası patlattı ve her seferinde daha ileri gidiyor. ABD: ‘Bu gidişle bizi nükleer füzeyle vuracak hale gelir’ diye endişeleniyor.
- Kuzey Kore’yi vurmak kolay mı?
Kuzey Kore’ye ABD’nin füzelerin anasını - babasını atması mümkün de, Kuzey’in ağır karşılık vermesi de mümkün.
Kuzey’in silaha davranmasına fırsat vermeden ABD’nin çok yoğun ve ezici bir bombardıman yapması gerekiyor ki askeri açıdan zor. Güney Kore ve Japonya, Kuzeyin menzilinde. Kuzey misilleme için umutsuzca saldırırsa, Güney’de çok kayıp verilir. Japonya Başbakanı Abe ‘bize kimyasal füze atabilirler’ deyip Japonya’yı korkuttu. Başkent Seul tam Kuzey’in menzilinde ve 14 milyon nüfus var, kaçacak yer yok.
- Vurma... Bombalama... derken?
Hep konvansiyonel silahlar, yani atom bombası dışındaki patlayıcılar kastediliyor. Atomu ilk kullanan, suç işlemiş olur ve ağır misilleme görür. Bu durumda ABD’nin ilk atom atan taraf olması beklenmiyor. Beyaz Saray’da Trump olmasına rağmen, ABD atomu ilk atan taraf olmaz.
- Vurup ne olacak?
Kuzey Kore’yi vururken, rejim değişikliği yapacak şekilde vurmak önemli. Yoksa iki-üç füze, sevimsiz ve asabi bir pandaya benzeyen Kim Jong Un’u kahraman yapar.
- Kim’i kahraman yapmamak için ne yapmalı?
Kim’in sinirlerini bozup hata yapmasını sağlamak gerek. Mesela durumu yanlış okuyup, ‘ilk saldıran taraf’ olursa, kimyasal ya da atom kullanırsa suçlu duruma geçer ve kaybeder.
- Yani bu gerilim bir tiyatro mu?
Tarafların delilik oranı, hata yapma ihtimalinin yüksek olması, birbirini yanlış okumaları, ilk tetiğe basan taraf olma çabası, tiyatroyu gerçeğe dönüştürebilir. Korkak Tavuk Oyunu diye bir şey var: İki sürücü uçuruma doğru arabaları sürüyor, kim önce atlarsa o Korkak Tavuk oluyor. Korkak Tavuk olmamak için son ana dek öbürünün atlamasını beklemek ve uçuruma yuvarlanmak mümkün.
- Herkes tavuklara bakarken başka bir şey olamaz mı?
Herkes dış bombardımana, sınırdaki gerilime bakarken Kuzey’e sızmış özel timler kilit tesisleri havaya uçurur ya da ‘çirkin panda’ Kim’i vurursa, senaryo değişir.
- Bu senaryoda başka kimler var?
Donald Trump’ı İran ve Şam da izliyor. Moskova ve Pekin’in hesapları ise farklı.
- Yani biz bu yazıyı okurken durumda değişiklik olmayabilir...
Evet... Hafta sonu savaş çıkmamış demektir. İyi de olur. Hem bizim başka önceliklerimiz var. Türkiye bu haftaya daha iyimser başlayacak...
Kim daha deli
ABD ile Kuzey Kore birbirini korkutmaya çalışırken, akıllara ‘Oyun Teorisi’ geldi: Uyarıyla sinyal vermek, sadece inanılır isen anlam taşıyor. İnanılır olmak da, harekete geçmeye hazırsan, savaş düğmesine basacaksan mümkün.
Yani her şey, delilik noktasında…. ‘Dünyayı yakarım’ diyen tarafın, zihinlerde ‘Evet, yakar’ duygusu uyandırmasına bağlı. Bu arada her ‘Deliyim’ diyene ‘Ben daha deliyim’ diyen başka biri gerekiyor. Bu da Kuzey Kore’nin Kim’i ile Donald Trump arasındaki durum. Ve evet bir de ‘Korkak Tavuk Oyunu’ var.
Annesini karıştırmasaydı, iyiydi
ABD’nin önceki gün Afganistan’da attığı ve ‘Bütün Bombaların Anası’ sayılan bombanın, en başta Kuzey Kore’ye uyarı olduğu biliniyor.
Bombanın etki alanı 2 km’ye yakın. Daha uzaktakilere de şok dalgasıyla etkisi var. Ve her durumda, büyük stratejik etki yapacak bir bomba değil. Birkaç tanesi, yeraltındaki sığınakları ya da nükleer tesisleri yok edebilir. Ya da atıldığında bir askeri üssü dümdüz eder.
Atmak için, yavaş seyreden bir C-130 ya da C-17 nakliye uçağı lazım. Yani ancak düşman hava savunması kırıldıktan sonra bu bombayı atacak uçak, vurulmadan hedefe yaklaşabilir.
Peki bu bomba neden bu kadar heyecan yarattı? Heyecanı medya körükledi. Her silahın etki gücü, medya ve propaganda ile artıyor. Teknik adının baş harfleri olan MOAB’ın aynı zamanda ‘Bütün Bombaların Anası’ diye okunabilmesi, propagandanın gücünü teyit ediyor.
Genelde ise “Trump’ın her yeri her zaman bombalayacağı” izlenimi verdiği için bomba manşet yarattı.
Peki Donald Trump gerçekten son zamanların en bombacı ABD Başkanı mı?
Obama Yönetiminin 2016’da 7 ülkeye 26,171 bomba attığını hatırlamak gerek. Bu da sayılabilen bombalar...
Hedef ülkelerin hepsinin Müslüman ülke olması, herhalde tesadüftür.
Kore’de biz de vardık
Kore yarımadası, 1950-1953 savaşıyla ikiye ayrıldı. Kuzey - Güney Kore sınırı hala o sınırdır... O sınırın çizilmesinde Türk Süngüsü önemli rol oynadı. Kore Türk Tugayı’nın kahramanlıkları hala anlatılır. Savaştan sonra Güney Kore kalkındı, dünyanın 11. ekonomisi oldu. Kuzey ise açlık sınırında, dünyadan habersiz bir kukla tiyatrosu.
Türkiye’nin kriz ortamında Güney Kore ve Japonya ile dayanışma göstermesi önemli. Ülkeler zor zaman dostlarını unutmaz.