Türkiye 2011 itibariyle, satınalma gücü kuruyla (PPP) ölçülünce Kanada’nın bir altında, Endonezya’nın bir üzerinde dünyanın 15. büyük ekonomisi olarak görünüyor.
2030’da Türkiye 12. sırada. Bir üzerinde Endonezya, bir altında İtalya var. 2050’de Türkiye yine 12. sırada. Bu kez bir üzerinde İngiltere, bir altında Nijerya var.
Bu listeyi uluslararası mali danışmanlık şirketi PricewaterhouseCoopers (PwC) hazırlamış. Son 5-6 yıldır bu listeleri yapıyorlar, aralıklarla yeniliyorlar. Bu son liste. Yine gelecek 20 ve 40 yıla bakıyor... Geçen 20 ve 40 yıla bakarsak, dünyanın nereden nereye geldiğini görürüz. İnsan yaşamı için 40 yıl, evet hatırı sayılır bir süreç, ülkeler için ise 40 yıl, göz açıp kapayana dek geçiyor.
Günümüzde artık ekonomiler geleceği kuruyor ya da kuramıyor. Gelecek 20 yıldan başlayarak -Gelişmiş 7 ülke - diye anılan batılı sanayileşmiş ülkelerin ekonomik ağırlıkları azalıyor. ABD, Kanada, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Japonya, G-7 diye geçmekteydi. Bu grubun ekonomik gücü düşüyor. E-7 denen Büyüyen Ülkeler dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasını değiştirmekteler. E-7’de Hindistan, Çin, Brezilya, Rusya, Endonezya, Meksika ve Türkiye var. PwC listesinde bizce ilginç olan, E-7’de Kore’nin olmaması. Şimdinin endüstriyel Herkülü Kore, geride kalıyor. Acaba Kore birleşmiyor mu? 40 yıl hep bölünmüş mü kalacak? Ayrıca bakmak gerek.
Bu tahminlere göre Türkiye dahil E-7’nin toplam milli geliri, G-7’nin toplam milli gelirini 4 yıl sonra geçecek. Ayrıca Çin 2019’da ABD’yi geçeceğini iddia ediyordu. PwC bunun da 4 yıl sonra, 2017’de gerçekleşeceğini söylüyor.
2030’da dünyanın 12. büyük ekonomisi olan Türkiye’nin satınalma gücü kuruyla büyüklüğü 2.8 trilyon dolar olacak. 2011 Türkiyesi’ne de 1.2 trilyon demişler. Yani 15-17 yılda Türkiye kendisini katlıyor.
Bu arada milli geliri hesaplama yöntemleri, evet fark yaratıyor. Milli Geliri, satınalma gücü paritesiyle hesaplamakla cari kurdan hesaplamak arasında yüzde 25-30 fark var. Cari kurda E7’nin gücü düşüyor. Ancak 2050 tahminlerinde her iki kur arasında oranlar aynı.
2050 dünyasında ise Türkiye 5 trilyon dolara çıkıyor, ülke kendisini 20 yılda katlıyor. Dünyanın 12. büyük ekonomisi olarak kalmamızda nüfus etkisi fazla. Diğer 11 ülkenin nüfusu daha kalabalık.
Her durumda, bu tahminler ve diğerleri hep aynı ortak yönü gösteriyor: Türkiye’nin aydınlık bir geleceği var. Ekonomi, bundan sonra daha varlıklı, daha kalkınmış bir Türkiye gösteriyor. Avrupa ülkelerini geride bırakacak bir ekonomi, sınır ötelerinde doğuya ve güneye de uzun mesafelere refah iletecektir. Gelecekte Kanada, İspanya, Kore ve İtalya’yı geride bırakacak bir Türkiye’yi düşünmek gerekiyor.
Bu ülkelerde kişi başına gelirin yüksekliğini biliyoruz. Kore’nin tekonolojik altyapısını ve yaratıcılığını izliyoruz. Türkiye gelecekte daha da büyürken, İtalyan hayat biçimiyle Kore yaratıcılığı arasında bir sentez oluşturacaktır. Öte yanda muhtemelen -İtalya gibi yaşamak- artık yeni dünyada mümkün değildir. Kore gibi çalışmanın geçerli olacağı bir dünya, daha gerçekçi görünüyor. Ancak her durumda Türkiye’nin gelecek 15 yılda kendisini katlarken, refahı yayması ve mutlu yurttaşların sayısını artırması beklenmelidir...
Türkiye’nin daha da büyük ekonomik güce erişmesi, refahı paylaşan ve refah için çalışan, üreten, yaratan bireylerden geçiyor. Bunda da en önemli yol, hem demokratik kanalların hem de yatırım-serbest girişim kanallarının sonuna kadar açık olması... Türkiye 15 yıl sonradan başlayarak dünya ekonomisinde daha da tırmanacaksa, bu tırmanışın, sınır ötesine taşan etkileri olacaktır. Bundan sonrası için bölgemizde 2030 ve 2050 Türkiyesi’nin yurttaşı olmak isteyeceklerin sayısının artması beklenmelidir.