Yani modern teoloji olan kozmopolit İslamcılığı perde ederek İran lehine etki ajanlığı yapanlar...
Ama önce bir dostumun 14 Nisan tarihli yazımıza ilişkin düştüğü notu da alıntılayarak bir konunun altını çizmiş olayım:
"Yazıda temas edilmeyen mühim bir meseleyi de biz ikmal edelim. Gazze hassasiyeti ve İran muhalefeti üzerinden kendisine alan açmaya çalışan, selefi/vehhabilik Ahmet Cevdet Paşa'mızın tespitiyle yağmacı/harami bedevi ideolojisidir. Bu kabileci eşkıya taifesi hakkındaki hükmümüz de Siyonizm ve İran ile aynıdır."
Kesinlikle...
Türkiye, sözde mezhepçilik temelli Selefi/Vehhabi-İran çatışma zemini değildir ve asla olmamalıdır.
Bizim yazılarımız da mezhepçilik/ya da sözde teoloji(ler) üzerinden değil, tarihsel olarak insanı kendine emanet gören hukuk üzerine yükselmiş Türkiye'nin, jeopolitik fırtınadan etkilenmeden sahili selamete ulaşması için dökülen dil olarak okunmalı.
"Söz eksiktir" der irfan.
Biz de bu geleneğe yaslanarak, bir yerlerde üretilmiş söylem üzerinden Türkiye'yi yargılamakta ısrar eden "Dailerin ve dahi meddahların" yüzlerindeki peçeyi düşürme kararlılığımızı ortaya koyalım.
Biz demiyoruz ki, İran ile İsrail çatışmıyor.
Hatta İran'ın, jeopolitik istikrarını korumak adına şiddeti dışarıda tutmak için her türlü hamleyi yaptığını da biliyoruz.
Bunu yaparken de "şia teolojisi" çerçevesinde vekil örgütleri stratejik aparat, Gazze olayında olduğu gibi de Hamas gibi örgütleri de taktik aparat olarak değerlendiriyor.
Asıl mesele de bu...
İran'ın stratejik çıkarları için vekil örgütlerine işlettiği katliamlara kör ve sağır kesilen etki ajanlarının, Türkiye'yi ahlaki açıdan yargılamaları tam bir iki yüzlülük işte.
Yeri geldi, Ziya Paşa'dan söyleyelim:
En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun,
Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?
Ahmak zannediyorlar bizi.
İran Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ne demişti bir hatırlayın: "Afganistan işgalinde Amerika'ya yardım ettik."
Pers siyaseti üzerinden itikat devşiren İran'ın stratejisinin itirafı değil mi bu.
Amerika'nın toza dönüştürdüğü coğrafyayı ele geçirme çabası.
İşte bu İran'a jeopolitik meşruiyet üzerinden bakanların Türkiye'yi dediğim gibi ahlakı araçsallaştırarak yargılamaları "evet" iki yüzlülük değilse ne...
ABD Başkanı Trump'ın sözünü de hatırlatarak devam edelim: "Bizi aradılar ve dediler ki, 'Dinleyin, başka seçeneğimiz yok. Sizi vurmak zorundayız çünkü kendimize saygımız var'."
Kimse burun kıvırmasın!
Bu sözler gerçek.
Daha birçok örneği var üstelik bu ilişki sistemini deşifre eden sözlerin.
Birinci ve İkinci Karabağ Savaşları sırasında Ermeni çeteciler ile aynı safta yer alan İran resmi hala gözümüzün önünde. Muhiplerin bunu da İran'ın jeopolitik zorunluluklarıyla açıkladıklarını hatırlatalım.
1981 Hama Katliamı, 2016 Halep... Bunları nereye koyacağız. Hani Hama'da susan, Halep'te bilfiil katliam yapan İran'ı...
İran'ı politik olarak savunanlar, İran'ın mezhepçi jeopolitiği ve siyasal teolojisi namına, devleti çeteden ayıran hukuku bir kenara bırakıp hesabını hukuk ve ahlak tanımaz fanatik gayri nizami harp unsurlarıyla görürken işlediği insanlık dışı katliamlara dair dillerini ıslatmadılar.
Yani Suriye meselesinde politik zeminde İran'ı mazur veya haklı bularak Türkiye'nin kabahatlerini en yüksek perdeden dile getirenler, insanlık namına İran'a bir kez dönüp "daha az sivil öldürsen, katliamları azaltsan" demediler, zevahiri kurtarmak için bile bunu yapmadılar.
İran'ın 13 Nisan'daki füze saldırısına tarihsel verilerden hareketle "ihtiyatla" yaklaşanlara şizofren yakıştırması yapacak kadar ileri giden "mahut İran muhiplerinin" gerçek yüzlerini göstermek için bunlar bile yeterli.
Aşikarı ayan edelim.
Kimse, bölgemizde emperyal stratejilerin uygulanmasını istemez, hele hele savaşın büyümesini hiç istemez.
Ama...
İran'ın örgüt stratejisini de kimse perdelememeli.
Ayrıca...
Son otuz kırk yıldır bölgemizde yanan ateşten azami fayda sağlayanların kimler olduğunu herkes biliyor.
Hatta kimin kiminle iş tuttuğunu da bilmeyen yok.
Akademiden gazete köşelerine kadar yer bulmuş muhipler alemi ahmak zannetmesin.
Hasılı...
Tıpkı İran gibi "kitmanı", "takiyyeyi" kendilerine zırh yapsalar da az bir fikri takiple, etki ajanlarının neyi gizlediklerini ve ürettikleri söylemlerle hakikati nasıl saptırdıklarını çok iyi biliyoruz.