Dün sabah itibariyle Gazze'den gelen tablo şöyleydi: Son 24 saat içinde 500 Gazzeli şehid oldu. Aksa Tufanı'nın başladığı gün itibariyle de şehid sayısı 4 bin 651.
14 bin 245 yaralı var.
31'i cami, 3'ü kilise, 20 bin bina 165 bin konut yıkılmış.
Hastanelere, okullara yapılan saldırıların haddi hesabı yok.
Gıda, su, ilaç, enerji sıkıntısını yazmak bile anlamsız. Çünkü günlük 500 TIR'ın girdiği Gazze'ye 15 gün sonra sadece 34 TIR girmiş!
Gazze artık nefes alamaz hale gelmiş.
Sebep?
Terörle mücadele ediyorum diyen İsrail'in estirdiği devlet terörü.
İnsanlık katlediliyor, çok bariz bir şekilde savaş suçu irtikâp ediliyor!
Soykırım yapılıyor!
Dünya seyrediyor!
Ve maalesef tüm batı bu insanlık dramında saldırgan işgalci İsrail'in yanında saf tutmuş.
Batı'nın çifte standardı ve muhatap Müslüman olduğu zaman aldığı tavır artık tartışma konusu değil.
Tabii ki batı derken yönetimleri kastediyoruz. Batıda Gazze katliamına karşı duyarlılık gösterenler kınayanlar, protesto mitingi düzenleyenler ve batının tavrına tepki koyanları tenzih ediyoruz.
Ancak gücü elinde tutan yönetimler masumların değil cellatların safında yer aldığı için sonuç pek değişmiyor.
Hatırlayın ABD'nin asılsız bahanelerle Irak'a saldırı hazırlığı yaptığı zaman da bütün dünyada gösteriler yapılmış Irak müdahalesine karşı çıkılmıştı.
Değişen bir şey oldu mu?
Olmadı.
ABD Irak'ı işgal etti ve demokrasi getireceğim diyerek bir milyon insanın hayatını söndürdü. Irak'ı param parça etti, terör örgütlerini yetiştirdi, besledi destekledi, şimdi de onlarla bölgeyi tehdit ediyor.
Aynı ABD ve yandaşı batı ülkeleri işgalci İsrail'e destek yarışındalar.
En son ABD, Fransa, İtalya, Almanya, İngiltere ve Kanada liderleri ortak bir açıklama yayınlayarak İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediklerini duyurdular.
İşgalci İsrail'in savunma hakkı var ama işgale uğramış Filistinlilerin savunma hakkı ise görülmüyor!
Başka fotoğrafa ihtiyaç var mı, işte batı bu!
İsrail onları dinliyor muş gibi sadece uluslararası hukuka riayeti hatırlatıyorlar.
Uluslararası hukuk iki devletli çözüm derken neredeydi bu hazretler?
Ha şimdi yine tek cümle ile iki devletli çözüm diyorlar ki bu da Aksa Tufanı'nın semeresidir.
Yoksa İsrail bütün Filistin'i ilhak etmiş çevredeki Arap devletlerini normalleşme gerekçesiyle susturmuş ve Filistin davasını unutturmuştu.
Aksa Tufanı hem İslam dünyasına hem batı dünyasına Filistin davasını hatırlattı!
Hatırlatmakla kalmadı iki devletli çözüm projesini ABD dâhil herkese söyletti!
Aksa Tufanı eleştirilebilir ancak, MOSSAD mitini yıkan da İsrail'in yenilmezlik efsanesini yerle bir eden de Aksa Tufanı oldu!
Aksa Tufanı, İsrail'in karizmasını öyle bir çizdi ki İsrail dengesini kaybetti şimdi kontrolsüz bir şekilde saldırıp duruyor.
Kontrolsüz güç güç değildir!
Emperyalist güçler, işlenen insanlık suçuna iştirak ederek soruna çözüm üretemeyeceklerini de göstermiş oldular.
Filistin sorununu artık ne tek başına ABD ne Rusya ne de Çin çözebilir!
Onlar çözümsüzlüğü çözüm olarak savunup durdular.
Bundan sonra sorunun çözümü Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan gibi bölge güçlerinin etkin olacağı kollektif arabuluculuk yöntemine bağlı.
Bu sonuç da Aksa Tufanı'nın eseridir!
Türkiye'nin garantörlük teklifi o yüzden fevkalade önemli.
Daha önce yazdığım gibi bölge ülkeleri emperyalist güçlerin etkisinden sıyrılıp Türkiye ile birlikte ortak hareket edebilirlerse masaya Rusya da Çin de ABD de tek güç olarak değil ortak gücün bir parçası olarak otururlar.
Gazze açık şekilde devlet terörüne maruz kalırken ve insanlık ölürken insanlığın ölmediğini gösterecek siyasi iradeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var!
Haydi bakalım Abbas!