Norveç’teki NATO tatbikatında Atatürk ve Erdoğan’ın ‘düşman’ olarak kodlanması ne anlama geliyor?.. Buna yakından bakacağız.. Ancak önce sizi iki hafta kadar öncesine götürmek istiyorum.. Girit Adası’ndaki Artemis Saldırısı tatbikatına.. Orada da NATO müttefiki ABD, Yunanistan ve Almanya, Patriot ve Stinger füzeleriyle ‘Potansiyel rakipleri caydırmak’ ve ‘Tartışmalı bölgelerde savaşmaya hazır olmak’ başlıklı bir program tertiplemişti.. ‘Potansiyel rakip’ Türkiye, ‘tartışmalı bölge’ ise ‘Adalar’dı.. Biz buna açıkça tavır koymadığımız için, NATO, mesajın algılanmadığını düşündü.. Bu defa Norveç’teki tatbikatının masa başında düzenlenen simülasyonları sırasında Atatürk ve Erdoğan, düşman tablosunda gösterildi. Bu kez mesaj alınmıştı.. Erdoğan, ‘Hedef kodlaması değişse bile, askerlerimizi tatbikattan çekin’ talimatı verdi.. Burada Türkiye’nin alacağı kararın ne olacağını herhalde hemen herkes evvelden biliyordu. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda Tayyip Erdoğan olmuş Ahmet Necdet Sezer olmuş fark etmez.. Bu küstah tavır karşısında bu topraklara ait olan herkesin alacağı tavır bellidir.. Ve bu arka arkaya yaşanan gelişmeler ile 15 Temmuz’daki NATO/FETÖ ittifakının Türkiye’yi işgali planının örtüştüğü artık açık bir gerçektir.. 15 Temmuz için ‘kontrollü darbe’ ifadesini kullananların Norveç’teki bu skandal tablodan sonra milletten özür dileyerek doğru yerde pozisyon alacağını zannediyorum.. Hem 15 Temmuz için; ‘Erdoğan kendi vatandaşlarını bilerek ölüme götürdü, bu kontrollü bir darbeydi, asıl darbe OHAL’in ilanıyla yapıldı’ diyecek ve hükümeti suçlayacaksın hem de Atatürk’ü hedef olarak kodlayan NATO’ya tepki göstereceksin. Bu samimi değil.. Öfkenin böylesine yükseldiği bir atmosferde CHP’ye yakışan, ‘biz durumun ciddiyetini kavrayamamışız, oysa gerçek çok başkaymış’ diyerek geri adım atmasıdır. Bunu yapacağını zannediyorum...
Neden hem Atatürk hem Erdoğan?
Hem Atatürk’ü hem de Erdoğan’ı hedef olarak göstermelerinin bir nedeni var.. Eğer murat ettikleri gibi sadece Erdoğan ‘hedef’ olarak kodlanmış olsaydı, bu kafalarındaki işgal planını gerçekleştirmeye yetmeyecekti. 15 Temmuz’u ‘Yurtta Sulh’ sözü üzerinden Kemalist ittifakla yapmaya kalktıkları halde en büyük tepkiyi onlardan gördüler.. 27 Mayıs’ta da, 12 Eylül’de de, 12 Mart’ta da, 28 Şubat’ta da ‘Atatürk’ adını kullanarak bir kesimi konsolide etmeyi ve saflarına çekmeyi başarmışlardı.. Ama 15 Temmuz’da bu numara yemedi.. Atatürkçüler ayağa kalktı. Ve darbecilere dönüp ‘o pis ağzınıza Atatürk’ün adını almayın’ dediler.. Bu defa NATO/FETÖ ittifakı için, sadece Erdoğan değil, Atatürk de hedef haline gelmişti.. Bu, bize kurtuluşun da topyekün kenetlenme olduğunu açıkça gösteriyor.. Düşman hedefi ‘bir’ görüyorsa, biz de bir olmalıyız...
NATO ve FETÖ
NATO’nun arka arkaya iki tatbikatta da açıkça Türkiye’yi hedef olarak tanımlaması ile operasyonel olarak Türkiye’de FETÖ taşeron örgütünü kullanmasına gelin biraz daha yakından bakalım.. Bakın bir kaç küçük örnek hatırlatma yapacağım burada.. Meselenin daha keskin çerçeveli olarak ortaya çıkması için.. Tarih 14 Eylül 2015.. Çukur savaşlarının en sert geçtiği günler.. PKK’nın, sivil yerleşim yerlerini işgal ederek insanları rehin aldığı ve güvenlik güçlerine karşı canlı kalkan olarak kullandığı dönemden söz ediyorum… Bugün FETÖ’den tutuklu yargılanan Zaman gazetesi yazarlarından Ali Bulaç şöyle yazıyor.. “PKK, NATO’ya müracaat ederse NATO Güneydoğu’yu işgal edebilir”, ‘NATO müdahalesi’ sopasını Gülen çok defalar gösterdi Amerika’dan.. Nakletsem sayfalar almaz.. Ama en sonuncusu ve en yakın olanı, Erdoğan ile Trump görüşmesi sırasında Washington Post’a yazdığı yazı.. Yazının başlığı “Artık tanıyamadığım ülke Türkiye”.. NATO’yu göreve çağırıyor ve Türkiye üzerinde baskı kurmasını istiyor.. Bu ilişkiyi daha açık nasıl anlatabilirdi ki.. 15 Temmuz sonrası kaçan FETÖ’cülerin çeşitli ülkelerde NATO üslerine sığınmalarından tutun da, ABD’den sığınma talep eden darbeci general Mustafa Zeki Uğurlu’nun NATO toplantısında yer aldığını gösteren fotoğrafın servis edilmesine kadar.. Mehmet Baransu’nun çekçekle taşıdığı Balyoz belgelerinin gerçek olduğunu tescilleyen bilirkişi Ahmet Erdoğan'ın İngiltere’de adres olarak NATO karargahını göstermesinden tutun da Amerika’da yapılan NATO Parlamenterler Asamblesi zirvesine FETÖ’cü Emre Çelik’in davet edilmesine kadar.. NATO’nun buradaki taşeronu FETÖ’dür… Nokta.. Tartışmaya yer bırakmayacak kadar açık..