Fenerbahçe’de başkanlık rüzgarları esmeye başladı. Seçim ne olur bilemem ama, anlaşılan şu ki, Aziz Yıldırım başkanlığı bırakmak istemiyor. Başkanlık koltuğuna oturmayı çok seviyor. Hayatı koltuğa bağlanmış. Takım başarılı mı, başarısız mı umurunda değilmiş gibi görünüyor. Gündem değiştirmek için yapılaşmayı genişletmeye çalışıyor. Bayağı da başarılı oluyor. Ama keşke futbol takımına da aynı başarıları yaşamış ve yaşatmış olsaydı.
Futbol takımına baktığım zaman kafam bir yerlere takılmış oluyor. Eljif diye bir futbolcu var. Adı var sanı yok. Sahada bir parçacık görmeye başladık, ama futbolundan da bir şey anlamadan, ortadan kayboldu. Bir de Mehmet Ekici var. Büyük ümitlerle transfer edilmişti. Ama o da kısa metrajlı film gibi takıma yarar sağlayacağı varsayımıyla bir parça görüntüler verdi, o kadar. Görünen de şu ki, Aykut Hoca ona hala iyimser bir gözle bakmıyor.
Şimdi önümüzde 8 tane maç kaldı. Her biri şampiyonluk adına Fenrebahçe’nin kazanmak zorunda olduğu maçlar. Ne var ki, Fenerbahçe’nin ortaya koyduğu futbol ligin bitimine yakın bir zamanda hala başarılı değil. Bilmem ki bundan sonra ne olacak? Kanımca şampiyonluk biraz zor. İkinci olursa o bile büyük bir başarı. Çünkü Şampiyonlar Ligi şansı var. Yalnız ön eleme maçlarıyla yoluna devam edebilir mi, o da belli değil.
Çok kötü transferler yapıldı. Yarısı yedek kulübesinde oturuyor. Eldeki mevcut kadroyla Aykut Hoca şampiyonluk ümitleri sağlamaya çalıyıyor. Ama esas skıntı, taraftarı bir türlü mutlu edemiyor. Çünkü zaman zaman hatta çok zaman o kadar kötü futbol oynadı ki, ite kaka kazandığı maçlarda bile taraftarı hiç de mutlu etmedi.
Kısacası Fenerbahçe’nin futbol takımındaki görüntüler hiç de iç açıcı değil. Varsa yoksa ‘başkanlık yarışı ne olacak?’ O da soru işareti. Bir taraftan Ali Koç da başkan olmak istiyor. Olursa kendi adıma sevinirim. Hatta Fenerbahçeliyim diyenler için de Ali Koç başkan olursa Fener yeni ufuklara da pekala yelken açmış olur.