Batı Karadeniz sınırları içinde Karabük iline bağlı Safranbolu, milli değerimiz, dünya mirası bir kent. Dünya coğrafyasına yayılan ve ünü çok eski tarihlere dayanan, yaşanmışlıklarıyla geride bırakılanları geleceğe taşıyan konak kültürü, geleneksel damak tadı olan lokum ve dünyanın en pahalı baharatlarından safranın dünya miras listesindeki bir Anadolu kenti... Sıcak, samimi ve sempatik dokunuşlarıyla özümüzü, örf ve adetlerimizi unutturmayan, dünyaya farklı bir pencereden açılan betonlaşan dünyanın ayakta kalabilen nadir kültür miraslarından en özeli, kıymetlisi.
Kışın karlar içinde her yerinde tarih kokan Safranbolu da adımlamak, Arnavut kaldırımlı sokaklarında geçmişi ve bugünü düşünmek, paylaşmak... Üçü de farklı güzel, üçü de vazgeçilmez.
Zamanın imbiğinden süzülüp gelen dost sohbetleri, havuzlu baş odalarda bir yudum kahve, kırk yıl hatır lokum tadında hoş bir seda... Safranbolu da bir konağın penceresinden dünyaya açılan Türk misafirperverliği ve bir teyzenin sıcacık selamı...
ESTETİK ÖN PLANDA
Konakları, camileri, türbeleri, çarşıları, hanları hamamları, çeşme, gezi ve mesire yerleri, seyir terasları, arkeolojik alanları, orman ve yaylaları, yürüyüş yolları, kültür ve tabiat varlıklarıyla Safranbolu tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu kadim kenti, Karabük il Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Şahin’e Safranbolu’da sizler için sordum. İbrahim Şahin “Karabük İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak Safranbolu’nun doğru şekilde tanıtılması için Almanya, Suudi Arabistan, Japonya, Çin ve ülkemizdeki turizm ve seyahat fuarlarında etkin bir şekilde yer alıyoruz” dedi.
İbrahim Şahin, Safranbolu evlerini bakın nasıl anlattı: “Safranbolu’yu ön plana çıkaran en önemli unsur evleridir. Safranbolu evleri, Türk kent kültürünün günümüze yansıması ve kentsel konumuyla, mimarisiyle dikkate değerdirler. Evler ‘şehir ve bağlar’ olmak üzere iki kesimde toplanmıştır. Şehir kısmı, alışverişin olduğu çarşılar ve yönetim merkezinden oluşmaktadır. Evler, iki vadi içinde birbirine yakın ve sokakları dardır. Şehrin oluşumunda fonksiyonellik ve estetik ön plandadır. Tüm evler kendilerine göre merkez konumundaki dini yapılara, anıt eserlere ve kamu binalarına dönüktür. Hiçbir ev birbirinin manzarasını kapatmaz.
Ticaret şehrin merkezinde, pazar ise bölgenin çevresindedir. Demircilik, bakırcılık ve dericilik daha alt ve kenar kısımlardadır. Halk yemeniciler, manifaturacılar, demirciler, semerciler, bakırcılar çarşılarından alışverişlerini yaparlar. Safranbolu evlerinde büyük bir kültür birikiminin, zenginliğin ve ustalığın üst düzeyde olduğu görülür. Tüm evler bahçe içinde, genellikle üç katlı, 6-8 odalı büyük konak tipi evlerdir. Evler üç kuşak bir arada yaşayabilecek tarzda yapılmışlardır. Evlerde haremlik-selamlık ayrımı olur. Safranbolu evlerinde doğa-insan-ev, sokak-ev, sokak-çarşı ilişkileri düzenli ve dengeli olup çevreye ve komşuya saygı egemendir. Evlerin yapımında taş, kerpiç, ahşap ve alaturka kiremit kullanılmıştır. Bazı evlerin dış cephelerinde korunma ve şükür amaçlı yazı ve bezemelere yer verilmiştir. Ayrıca evlerin, camilerin, han ve hamamların dış cephelerindeki kuş evleri ise sevgi ve merhamet sembolü niteliğindedir. Safranbolu’da su kültürü de çok gelişmiştir. Bahçeli konakların bir kısmına İncekaya Su Kemeri üzerinden su getirilmiş, bazılarında ise su kuyusu mevcuttur. Aynı zamanda bazı konak tipi evlerde de havuz bulunmaktadır.”
TURİZMİNE GÖLGE DÜŞÜRMEYELİM İRAN SAFRANI ÇİN MALI İLE OLMAZ!
Safranbolu’da yaşayan herkesin tarihi bir misyonu ve üzerine düşen görevleri olduğunu düşünüyorum. Safranbolu esnafı ve Safranbolu’da esnaflık yapanlar diye ikiye ayırdığımızda Lonca sistemiyle gelişen esnaf kültürüyle büyüyen bir anlayışla birbirini destekleyen, siftahını yapmamış komşusuna yönlendiren bir zihniyetten bugün çarşılarında Çin malları, gıda boyasıyla renk verilip Safranlı diye satılan, Ankara’dan, Afyon’dan toptan alınıp gelen turistlere satılan lokumlar... İran’dan Hindistan’dan getirilip Safranbolu safranı diye tanıtılan ve satılan Safran, konaklama fiyatlarında ki dengesizlikler amansız bir rekabet ile giderek düşen ürün kalitesi ne yazık ki Safranbolu’nun marka değerine zarar vermektedir. Ticaret odasının ve Esnaf Odasının bu sorunsala ivedi olarak çözüm bulması gerekliliğini gözler önüne sermektedir. Safranbolu’nun güzelliklerine gölge düşürülmektedir.
Gerçek Safranbolu Lokumu diğer lokumlara göre daha az şeker oranına sahip, genzi yakmayan, kuru gıda yoğunluğu, kalitesi ve gerçek Safranla renk verilmesi ile farkını ortaya koymaktadır. Arapçada “rahat-ulhulküm” (boğaz rahatlatan) anlamına gelen lokumun özelliğini bozmayan lezzetiyle farkını ortaya koymaktadır.
Safranbolu’ya gelen turist sayısına baktığımızdaysa 2014 yılında 263 bin 444 kişi, 2015 yılının ilk dokuz ayında ise 192 bin 426 kişi ziyaret etmiş. Safranbolu’ya en çok turist gönderen ülkeler ise; Çin, Tayvan, Güney Kore, Almanya, Japonya, Avusturalya, İtalya, Polonya, Fransa, ABD dir.
Bakalım 2016 yılında Safranbolu Turizmindeki gelişmeler nasıl olacak?