Yeni virüs salgınına karşı umutsuzluğa kapılan, zihnen teslim bayrağını çekmiş gençlerle karşılaşıyorum. Gençlerin bu halde olmasının en büyük sorumlusu, virüsten daha hızlı yayılan komplo teorileri.
Komploculara göre bir yerlerde her şeyi hesaplayabilen, her şeyi kontrol edebilen, istediği her şeyi yaptırabilen ‘tanrılar” var ve biz bunlara karşı elimiz kolumuz bağlı. Bu ‘tanrılara’ karşı hiçbir şey yapamayız ama onlar her istediklerini yapabilir. Planları her zaman tıkır tıkır işler.
Şimdi bunları dinleyen genç olsun ihtiyar olsun, “Mâdem bahsettiğiniz bu ‘tanrılar’ her şeye muktedir biz neyin savaşın veriyoruz, gidelim onlara asker yazılalım” dese suçlu kim?
Her şeyin başı sağlam bir psikoloji değil midir? Mutmain bir kalp ve mutmain bir kalbin emrindeki akılla hayat boyu karşılaşacağımız sorunlarla mücadele edebiliriz. İnsanı endişeye, korkuya sevk eden ve sadece ve sadece tahminler üzerinden yazılan abartılı komplo senaryoları anlatmakla, o ‘tanrılara’ karşı halkı ikâz edelim derken ‘tanrıların’ değirmenine su taşınmış olmuyor mu?
Bahsettiğiniz ‘tanrıların’ bahsettiğiniz gibi milyonlarca dolar harcayıp ne virüs ne de herhangi bir silâh üretmelerine gerek yok. Piyasaya salacağı sizin gibi yüzlerce komplocuya vereceği maaşlarla bu işi çok ucuza halledebilirler. Hem riski de yok. Öyle ya, milyonlarca dolar harcayıp laboratuvarlarda ürettirdikleri virüsler yarın bir gün mutasyon geçirip onları da öldürebilir. Sahi, onlar ‘tanrıydı’ değil mi, ölmezler!..
Deprem olur hemen ortaya çıkıp “Depremi onlar yaptı” dersiniz, salgın olur “Virüsü onlar yaydı” dersiniz. Tamam kabul, dediğiniz gibi olsun, ellerindeki teknolojiyle depremi onlar yapıyor, virüsü onlar yayıyor. Peki, insanlık tarihi boyunca meydana gelen depremleri, salgın hastalıkları da mı onlar yaptı; meselâ 100 yıl önce meydana gelmiş bir depremi bahsettiğiniz ‘tanrılar’ hangi teknolojiyle yaptı!..
Burada gözden kaçan veyahut kaçırılan bir husus var. Felaketlerin olması başka bir şey, birilerinin bu felaketler üzerinden hesaplar yapması başka bir şey. Elbette bir yerlerde birileri ilahlık vasıflarını elde etmek için çaba gösteriyordur. Atom bombasını yapan şeytani zekâdan her şey beklenir. Lâkin bu şeytani zekâyı mutlak güç olarak göstermek yine bunlara hizmettir.
Başta zihin kontrolü olmak üzere çeşitli teknolojilerle insanlığı tahakküm altına alma çabaları mevcut. Bu çaba içinde olanlara karşı mücadele onları yenilmez, her şeyi yapabilen bir güç olarak anlatmakla olmaz. Düşmanın ne yapmaya çalıştığını, ne yaptığını bilip ona göre tedbirimizi alıp hamlelerimizi yapalım ama tersinden propagandayla şeytani zekâya hizmet etmeyelim.