Komedi daha doğrusu mizah zor iştir. Tv 8’de başlayan Komedi Türkiye’yi bu gerçeği unutmadan izlemeye başladım. Haluk Bilginer, Gani Müjde ve Gülse Birsel’in olduğu bir jürinin karşısında olmak kimse için kolay olmaz. Buna rağmen programı çok beğendiğimi peşin peşin söyleyeyim.
Dizilerin aksine her gazetenin ilk sayısı, her programın ilk bölümü en zor olanıdır. Daha fazla uyum daha fazla elastikiyet zaman içerisinde gelecektir mutlaka. O geldikçe de jüri daha fazla öne çıkacaktır, en azından öyle olacağını ummak gerek...
***
Gelelim işin bir diğer boyutuna... Mizah söz konusu olduğunda yazılan teks çok önemli hale gelir. Fazla kaba espri de tutmaz, satır aralarına saklanmış fazla ince espri de...
Kabalığı anlatmaya zaten gerek yok da ince esprinin zorluğu insanların televizyonu maksimum yüzde 70-80 bir konsantrasyonla izlemesi.
Çok ince espri havada kalır, ekran başındaki seyirci anlamazsa, bu ne böyle der...
BKM Mutfak’ın temel başarısı mizahta geniş bir yelpaze yakalamasıydı, bu noktaya yani tekse 2 kere dikkat etmek gerekir.
***
Gelelim işin reyting hesabına... Komedi Türkiye zor bir gecede yayına girdi. Karşısında bulunan rakipler total seyircinin yaklaşık yüzde 68’sini almış durumda. Buna rağmen program ilk bölümde AB grubu seyirciye kendini sevdirmeyi başardı ve iyi sonuç aldı. Bu Tarz Benim’in ucuz kavgalarından sonra çölde vaha gibi bir program bu. Peki total seyirci dizilerini bırakıp Komedi Türkiye’ye döner mi?
Kolay değil ama reklam verenler için tam da hedef kitlenin buluştuğu bir iş bu. Peki mizahı neden AB daha çok seviyor diye düşünsek ne çıkar karşımıza?
Gülmeyi herkes sever sonuçta. Üzerinde uzun zamandır düşünülmesi gereken bir konu bu.
Millet başkalarının dramlarını seyredip kendi hayatı için mutlu oluyor genellemesini kabul etmiyorum ben. Acaba sebep ne, hakikaten merak ediyorum...