Bu köşede daha önce defalarca ele aldığımız “kolesterol hapları” gerçeği, Salı akşamı Canan Karatay ile yaptığımız SANSÜRSÜZ programı ile bir kez daha net olarak ortaya çıktı. Programın en çarpıcı bölümlerinden biri de Karatay’ın “Amerikan İlaç Otoritesi’nin 2012 yılında” zorunlu ibare olarak ilaçların üstüne konmasına hükmettiği yan etkileri gösteren ibarelerdi. Bir ilaç “yaptığından” fazlasını bozuyorsa; HALA İLAÇ mıdır tartışması da bu cümleler ile bence yeniden başladı...
Sevgili dostlar, yukarıda da belirttiğim gibi “Yeni Küresel Sağlık Düzeni” konusunu daha önce bu köşede ele almış ve “insanı baskı altına alan” acımasız sistemin detaylarını elimden geldiğince aktarmıştım...
Peki neydi o detaylar?
Aslında aşağıda okuyacağınız maddeler sadece “kolesterol hapları” için geçerli değil. Bugün dünya üzerinde insanlığın “çok ciddi” sorunlar yaşadığı ve maalesef adı İLAÇ olan birçok madde pazarlanıyor ve en acısı TIP BİLİMİ bu sürece alet oluyor...
Maddeler halinde hatırlayarak ilerleyelim;
1- İlk amaç “kimliksizleştirilmiş”, yıpratılarak her türlü “sömürüye açık” hale getirilmiş ortalama bir DÜNYA VATANDAŞI kurgulamak.
2- Bundan sonrası “Sağlık, Finans, Çevre ve birçok başlık” altında şekilleniyor. Bizim bugün ele alacağımız Sağlık başlığı altındaki “ilaç endüstrisi ve küresel ilaç kartelleri”!
3- Küresel karteller tek bir amaç uğrunda ilerliyorlar; çıkardıkları her ürüne dünya genelinde kaç milyon bağımlı yani zorunlu abone yaratabilirler!
4- Sistem de aslında çok basit, ürün aboneleri, “sağlığın, hayatın elden gidiyor” baskısı altında korkutulan ve varlıkları hortumlanan kitle arasından sağlanıyor. Korku altında “doğru karar” vermeyenler ve ortaya çıkan “milyar dolarlık” bir pazar!
5- Yeni nesil olarak adlandırılan ilaçların hesapları “aylık bağımlı cirosu” mantığı üzerinden yönetiliyor ve o ilacı pazarlayanlar için “kullanıcılar” sadece aylık ödemeleri ifade ediyorlar! Ya o insanların hayatları, aileleri, sağlık durumları ve etkilenen ikincil-üçüncül şahıslar? Onlar önemli değil, tek bir gerçek var; etkisi tam olarak kanıtlanmasa bile “algılamayı pazarla, gelire çevir”!
Bu noktada soralım; kolesterol hapları için özel olarak neleri tespit edebiliriz?
1 - “Statinler” adı verilen kolesterol düşürücü ilaçların ETKİSİ kesin değil!
2-Bunu ben söylemiyorum, bilimsel yayınlar ortaya koyuyor. İtalyan Tıp Dergisi şu tezi savunuyor; toplam 65 bin 229 kişiyi kapsayan 11 klinik çalışmanın değerlendirildiği meta-analizde ortaya çıkan gerçek şu: Ortalama olarak 3.7 senelik statin tedavisi tüm sebeplere bağlı ölümlerde bir azalma sağlamadı.
3- Konu bu kadarla da kalmıyor ve “etkisizlik” iddiası devam ediyor. İtalyan Tıp Dergisi aynı sayıda şuna da yer veriyor; “Statinler”in kalp yetersizliği olanlardaki etkinliğini belirlemek için İtalya’da 357 kalp ve iç hastalıkları merkezinde yapılan araştırmada günde 10 miligram “rosuvastatin” alanlarda klinik gidişin değişmediği ortaya çıktı.
4- ABD’de de durum farklı değil. Amerika’da 2 bin 776 hasta üzerindeki milletlerarası bir çalışmada, günde 10 miligram “rosuvastatin”in etkinliği araştırılıyor ve durum farklı değil! Ortalama olarak 3.8 sene takip edilen hastalarda ilacın LDL-kolesterolü azaltmasına rağmen, kalp krizi, felç ve kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerde bir azalma olmuyor!
Sevgili dostlar, yukarıdaki detayların çoğunu daha önce paylaştım hatta okuyanlar için belli bölümler tekrar oldu. OLSUN! Paylaşmaya, elimden geldiğince duyurmaya devam edeceğim. Beni bu yazıyı yazmaya iten o geceki program olmakla birlikte rahatsız eden ana fikir yerinde duruyor ve güçleniyor; Türkiye’de bu ilaçları yazan birçok tıp doktoru şöyle diyor: Etkisi kesin değil ama en azından rahatlatan bir etkisi olmalı ve en önemlisi ya yararı varsa!
Sonuç: YA VARSA diyerek birçok yan etkiye rağmen bu ilaçları pazarlayanlara ve pazarlanmasına alet olanlara soruyorum; ya yoksa ve yan etkileri çok daha fazlaysa?